Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ÖZ : Turkish Turkish

kendi, °zat

ÖZ : Turkish Turkish

"kendi" anlamında birleşik sözcükler türetir

ÖZ : Turkish Turkish

ir şeyin en kuvvetli ya da kıvamlı bölümü, °hulasa

ÖZ : Turkish Turkish

itkilerin kök, gövde ve dallarının boydan boya ortasında bulunan, hafif, gevrek ve çoğu yumuşak bölüm

ÖZ : Turkish Turkish

çıbanların içinde ölmüş dokudan oluşan irinle birlikte çıkan parça

ÖZ : Turkish Turkish

kan bağı ile bağlı, üvey olmayan

ÖZ : Turkish Turkish

ıçine, arılığını bozacak hiçbir şey karışmamış olan, arı

ÖZ : Turkish Turkish

dere, çay

ÖZ : Turkish Turkish

sulak yer

ÖZ KARDEŞ : Turkish Turkish

ana babaları ya da yanlız babaları bir olan kardeşlerden her biri

ÖZ ODUN : Turkish Turkish

olgunlaşan ağaç gövdesinin öze yakın bölümü

ÖZALINTI : Turkish Turkish

ir kimsenin kedi yapıtlarından, söyleminden yaptığı alıntı

OZALİT : Turkish Turkish

yüzeyi ışığa karşı duyarlı bir madde ile kaplı kâğıt üzerine, kalıptan çekilmiş resim kopyası

OZALİTÇİ : Turkish Turkish

mesleği ozalit çıkarmak olan kişi

OZAN : Turkish Turkish

halk şairi

OZAN : Turkish Turkish

şiir yazan, °şair

OZANCA : Turkish Turkish

ozana yakışır (biçimde), ozan gibi

OZANLIK : Turkish Turkish

ozan olma durumu, ozanın sanatı, şairlik

OZANSI : Turkish Turkish

ozana yakışır biçimde, ozan gibi, °şairane

OZANSILIK : Turkish Turkish

ozansı olma durumu, °şairanelik

ÖZARINMA : Turkish Turkish

sularda organik kirlenmenin mineralleşmesiyle sonuçlanan biyolojik arınma

ÖZAŞI : Turkish Turkish

gelişmekte olan enfeksiyonu yaratan mikrobun kültüründen elde edilen aşı

ÖZBAĞIŞIKLIK : Turkish Turkish

ireyin, kendi vücudundan olan öğelere karşı antikor yapması

ÖZBEK : Turkish Turkish

s.s.c.b.'de özbekistan'da yaşayan türk soyundan bir halk ve bu halktan olan kimse

ÖZBEK : Turkish Turkish

özbeklere özgü olan, özbeklerle ilgili olan