Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
PERVAZ : Turkish Turkish

kapı, pencere gibi yerlerin kenarlarına geçirilen ensiz parça

PERVAZ : Turkish Turkish

giysilerin yaka, kol, etek gibi yerlerine ya da kumaştan yapılmış diğer eşyaların kenarlarına geçirilmiş, dar, uzun parça

PERVAZ : Turkish Turkish

cilt kapağının iç tarafına konulan deri parçası

PES : Turkish Turkish

yenilgiyi kabul ettiğini belirtmek için ya da birinin şaşkınlık veren davranışlarına karşılık olarak kullanılır

PES : Turkish Turkish

hafif, yavaş sesle söylenen

PEŞ : Turkish Turkish

arka

PEŞ : Turkish Turkish

arka

PEŞ : Turkish Turkish

kimi giysilerin bol olması için yanlarına eklenen kumaş parçası

PES DEMEK : Turkish Turkish

karşıdakinin kendinden daha üstün olduğunu kabul etmek, boyun eğmek

PES ETMEK : Turkish Turkish

yenilgiyi kabul etmek, pes demek

PES ETMEK : Turkish Turkish

yenileceğini anlayıp sırtının yere gelmesini istemeyen pehlivan, yenildiğini kabul anlamına ya "pes ediyorum" demek ya da hasmının kispetine eliyle vurarak işaret vermek

PES PERDEDEN KONUŞMAK : Turkish Turkish

yumuşak bir dil kullanmak

PEŞ PEŞE : Turkish Turkish

irbiri ardından

PEŞ PEŞE : Turkish Turkish

irbiri ardından

PESEK : Turkish Turkish

diş kiri, diş pası

PESETA : Turkish Turkish

ıspanyol para birimi

PEŞİ SIRA : Turkish Turkish

arkasından, ardından

PEŞİ SIRA : Turkish Turkish

arkasından, ardından

PESİMİST, -Tİ : Turkish Turkish

kötümser, karamsar, bedbin

PESİMİZM : Turkish Turkish

kötümserlik, karamsarlık, bedbinlik

PEŞİN : Turkish Turkish

ir alışverişte, alışveriş yapıldığı anda, alınan şeyin tesliminden önce ya da teslimiyle birlikte ödenen, veresiye karşıtı

PEŞİN : Turkish Turkish

çalışmadan verilen (ücret, aylık)

PEŞİN : Turkish Turkish

daha önce, önceden

PEŞİN : Turkish Turkish

tutarın, ücretin önceden ödenmesi koşuluyla

PEŞİN CEVAP : Turkish Turkish

sonradan söylenecek bir şeyi önceden bildirme,