Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
PERİ GİBİ : Turkish Turkish

çokgüzel

PERİBACASI, -NI : Turkish Turkish

kolayca aşınabilen taş ve kayalardan oluşmuş, sivri kule ya da piramit görünüşlü yer biçimleri

PERİCİK : Turkish Turkish

kilit dili

PERİCİK : Turkish Turkish

perihastalığı

PERİDOT, PERİDO : Turkish Turkish

olivin

PERİDOTİT, -Tİ : Turkish Turkish

olivin ve piroksenden oluşmuş magma taşı

PERİHASTALIĞI, -NI : Turkish Turkish

sara ve isteri gibi kimi hastalıklar için kullanılır

PERİKART : Turkish Turkish

yüreği saran zar

PERİLERİ BAĞDAŞMAK : Turkish Turkish

uyuşup anlaşmak, yıldızları barışmak

PERİLİ : Turkish Turkish

kötü ruhlar bulunduğuna inanılan, tekin olmayan (yer)

PERİMASASI, -NI : Turkish Turkish

dik taşların üstüne yerleşmiş, masa biçimindeki yassı kaya

PERİPATETİZM : Turkish Turkish

( peripatein gezinmek) fels. gezimcilik

PERİPİRAMİDİ, -Nİ : Turkish Turkish

ir taş yığını ile bunun altında kalmış topraktan oluşan, piramit biçiminde tümsek

PERİŞAN : Turkish Turkish

dağınık olma durumu, dağınık, düzensiz, karmakarışık

PERİŞAN : Turkish Turkish

acınacak durumda olan, zavallı

PERİŞAN ETMEK : Turkish Turkish

dağıtmak, düzenini bozmak

PERİŞAN ETMEK : Turkish Turkish

acınacak duruma getirmek

PERİŞAN OLMAK : Turkish Turkish

dağılmak, düzeni bozulmak

PERİŞAN OLMAK : Turkish Turkish

acınacak duruma gelmek

PERİŞANLIK : Turkish Turkish

perişan olma durumu

PERİSELEN : Turkish Turkish

ayberi

PERİSİ HOŞLANMAMAK : Turkish Turkish

yakınlık duymamak, ısınamamak

PERİSKOP, -PU : Turkish Turkish

( peri dolay, skopein gözetlemek) denizaltılarda, tanklarda, siperlerde kullanılan, gözlemcinin gözünü çevirmeksizin çevreyi araştırmasını sağlayan optik araç

PERİTON : Turkish Turkish

karınzarı

PERİTONİT, -Tİ : Turkish Turkish

karınzarı yangısı