Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
PERDAHLAMA : Turkish Turkish

perdahlamak eylemi

PERDAHLAMAK : Turkish Turkish

parlatmak

PERDAHLAMAK : Turkish Turkish

irini asılsız sözlerle kandırmaya çalışmak

PERDAHLAMAK : Turkish Turkish

sövmek, küfretmek

PERDAHLANMA : Turkish Turkish

perdahlanmak eylemi

PERDAHLANMAK : Turkish Turkish

parlatılmak

PERDAHLAYICI : Turkish Turkish

perdahlamada kullanılan çelik araç

PERDAHLI : Turkish Turkish

parlatılmış, perdah edilmiş

PERDAHSIZ : Turkish Turkish

parlatılmamış, perdahı olmayan

PERDE : Turkish Turkish

görüşü, ışığı engellemek ya da bir şeyi gizlemek için bir açıklığın önüne gerilen örtü

PERDE : Turkish Turkish

üzerine bir cismin görüntüsü yansıtılan saydam olmayan yüzey

PERDE : Turkish Turkish

ıki yeri birbirinden ayıran bölme

PERDE : Turkish Turkish

doğruyu görmeye engel olan şey

PERDE : Turkish Turkish

katarakt, aksu, akbasma

PERDE : Turkish Turkish

ir sahne yapıtının büyük bölümlerinin her biri

PERDE : Turkish Turkish

ir müzik parçasını oluşturan seslerden her birinin kalınlık ya da incelik derecesi

PERDE : Turkish Turkish

u ses derecelerini sağlamak için çalgılarda bulunup parmaklarla basılan yer

PERDE : Turkish Turkish

(ses için) pes perde

PERDE : Turkish Turkish

parmakları birbirine bitiştiren zar

PERDE ARASI : Turkish Turkish

genellikle tiyatroda, oyunun perde arasında çalınan müzik

PERDE ARKASI : Turkish Turkish

ir şeyin görünürde olmayan gizli yanı

PERDE ARKASINDA ( YA DA ARKASINDAN) : Turkish Turkish

gizliden gizliye

PERDE ÇEKMEK : Turkish Turkish

(bir şeyin önüne) perde germek

PERDE ÇEKMEK : Turkish Turkish

gizlemek, örtmek

PERDE İNMEK : Turkish Turkish

gözde katarakt olmak