Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
PERAKENDE : Turkish Turkish

malların teker teker ya da birkaç parça durumunda azar azar satılmasına dayanan (satış biçimi), toptan karşıtı

PERAKENDE : Turkish Turkish

u biçimde alınan ya da satılan

PERAKENDECİ : Turkish Turkish

malını perakende olarak satan tüccar

PERAKENDECİLİK : Turkish Turkish

perakende olarak yapılan alışveriş

PERÇEM : Turkish Turkish

aşlarını tıraş edenlerin tepede bıraktıkları saç tutamı

PERÇEM : Turkish Turkish

yele

PERÇEM : Turkish Turkish

kâkül

PERÇİN : Turkish Turkish

ıki ya da daha çok levhayı birbirine bağlamak için geçirilen çivinin, ezilerek baş durumuna getirilen ucu

PERÇİNLEME : Turkish Turkish

perçinlemek eylemi

PERÇİNLEMEK : Turkish Turkish

ir bağıntıyı perçinle tutturmak

PERÇİNLEMEK : Turkish Turkish

ıki ya da daha çok parçayı, karşılıklı bölümlerini birbiri üzerinde ezerek birleştirmek

PERÇİNLEMEK : Turkish Turkish

erkitmek, sağlamlaştırmak, güçlendirmek

PERÇİNLENİŞ : Turkish Turkish

perçinlenmek eylemi ya da biçimi

PERÇİNLENME : Turkish Turkish

perçinlenmek eylemi

PERÇİNLENMEK : Turkish Turkish

perçinlemek eylemine konu olmak

PERÇİNLEŞME : Turkish Turkish

perçinleşmek eylemi

PERÇİNLEŞMEK : Turkish Turkish

(arkadaşlık, dostluk ilişkileri için) çok güçlenmek, pekişmek, sağlamlaşmak

PERÇİNLEYİŞ : Turkish Turkish

perçinlemek eylemi ya da biçimi

PERÇİNLİ : Turkish Turkish

perçin yapılarak sağlamlaştırılmış

PERDAH : Turkish Turkish

parlatma, parlaklık verme

PERDAH : Turkish Turkish

tıraştan sonra tersine yapılan ikinci tıraş

PERDAH VURMAK ( YA DA ETMEK) : Turkish Turkish

parlatmak

PERDAHÇI : Turkish Turkish

kimi parlatıcı maddelerle cila yapan kimse

PERDAHÇI : Turkish Turkish

irini asılsız sözlerle kandırmaya çalışan kimse

PERDAHÇILIK : Turkish Turkish

perdahçının işi