Multilingual Turkish Dictionary Turkish

yapıları ve ulaşım araçlarını (tren, vapur gibi) aydınlatmak, havalandırmak amacıyla yapılan, çerçeve, cam, panjur, perde gibi eklentilerle daha kullanışlı bir duruma getirilen açıklık

PENCERE : Turkish Turkish

görüş, anlayış: olaya bir de onun penceresinden bakalım

PENCERE ETEĞİ : Turkish Turkish

pencere ile döşeme arasındaki bölüm

PENCERE KANADI : Turkish Turkish

sabit ya da menteşe yardımıyla açılıp kapanan pencere elemanı

PENÇESİNE DÜŞMEK : Turkish Turkish

yakalanmak

PENÇGÂH : Turkish Turkish

türk müziğinde rast ve bayati dizilerinden oluşan bileşik makam

PENCİK : Turkish Turkish

asker yetiştirilmek için, savaş tutsaklarından beşte bir oranında ayrılan acemioğlan adaylarına verilen ad

PENCÜDÜ : Turkish Turkish

tavla oyununda zarlardan birinin beşli, öbürünün ikili düşmesi

PENCÜSE : Turkish Turkish

tavla oyununda zarlardan birinin beşli, öbürünün üçlü düşmesi

PENCÜYEK : Turkish Turkish

tavla oyununda zarlardan birinin beşli, öbürünün birli düşmesi

PENEK : Turkish Turkish

ahır ve kümeslerde gübre atmaya yarayan küçük pencere

PENES : Turkish Turkish

süs olarak kullanılan, ziynet altını taklidi, sarı tenekeden pul

PENGÖ : Turkish Turkish

ıkinci dünya savaşı sonuna değin kullanılan macar para birimi

PENGUEN : Turkish Turkish

penguengillerden, güney kutup'ta yaşayan, sırtı kara, göğsü ak, iyi yüzen, deniz hayvanlarıyla beslenen kısa kanatlı deniz kuşu (aptenodytes patagonica)