Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
PEKLEŞME : Turkish Turkish

pekleşmek eylemi

PEKLEŞMEK : Turkish Turkish

sertleşmek, katılaşmak

PEKLEŞMEK : Turkish Turkish

güçlenmek, sağlamlaşmak

PEKLEŞTİRME : Turkish Turkish

pekleştirmek eylemi

PEKLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

pekleşmesine yol açmak, pekleşmek eylemini yaptırmak

PEKLEŞTİRMEK : Turkish Turkish

güçlenmesini sağlamak

PEKLİK : Turkish Turkish

pek olma durumu

PEKLİK : Turkish Turkish

dışkının katılığı yüzünden büyük aptes bozamama ya da güçlükle bozma durumu, °inkıbaz, °kabız

PEKLİK : Turkish Turkish

sağlamlık, dayanıklılık

PEKLİK ÇEKMEK : Turkish Turkish

(sürekli olarak) güçlükle aptes bozmak

PEKMEZ : Turkish Turkish

genellikle üzüm, dut gibi meyvelerin kaynatılarak koyulaştırılmış suyu

PEKMEZ KAYNATMAK : Turkish Turkish

pekmez yapmak

PEKMEZCİ : Turkish Turkish

pekmez yapan ya da satan (kimse)

PEKMEZCİLİK : Turkish Turkish

pekmez yapma ya da satma işi

PEKMEZKEFİ : Turkish Turkish

kula ile doru arasında bir at donu

PEKMEZLİ : Turkish Turkish

pekmezi olan ya da içinde pekmez bulunan

PEKMEZLİ : Turkish Turkish

tadı fazla olan, çok tatlı

PEKMEZLİK : Turkish Turkish

pekmez yapmak için ayrılmış

PEKMEZLİK : Turkish Turkish

pekmez yapmaya elverişli

PEKMEZTOPRAĞI, -NI : Turkish Turkish

üzüm şırasının tortularını çöktürmek için kullanılan, kil ile karışık kireçli toprak, °marn

PEKSİMET : Turkish Turkish

pişirildikten sonra dilimler halinde kesilerek ısı ile kurutulmuş, uzun süre dayanabilen ekmek

PELEME : Turkish Turkish

irmaklarda işleyen, altı düz kayık

PELERİN : Turkish Turkish

omuzlardan aşağı dökülen, geniş, kolsuz bir çeşit üstlük, °harmani

PELESENK : Turkish Turkish

türlü bitkilerden çıkarılan kokulu bir reçine

PELESENK : Turkish Turkish

pelesenkağacından elde edilen değerli kereste