Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
PERDESİZLİK : Turkish Turkish

utanmazlık, °hayâsızlık

PEREME : Turkish Turkish

gondola benzeyen bir kayık

PERENDE : Turkish Turkish

havada çark gibi dönerek atılan takla

PERENDE ATMAK : Turkish Turkish

havada çark gibi dönerek takla atmak

PERESE : Turkish Turkish

duvarcıların doğrultu bulmakta kullandıkları çekül ipi

PERESE : Turkish Turkish

durum, derece, kerte

PERESESİNE GETİRMEK : Turkish Turkish

tam sırasını, uygun zamanını bulmak

PERESEYE ALMAK : Turkish Turkish

ir işi düşünmek, göz önüne almak

PERESTİŞ : Turkish Turkish

tapınma, taparcasına sevme

PERESTİŞ ETMEK : Turkish Turkish

sevmek

PERESTİŞKÂR : Turkish Turkish

taparcasına seven, tapınan

PERFORMANS : Turkish Turkish

herhangi bir başarı

PERFORMANS : Turkish Turkish

ir sporcunun yapabileceği en iyi derece; takat, takat sınırı, yetkinlik

PERGEL : Turkish Turkish

yayçizer

PERGELLEME : Turkish Turkish

pergellemek eylemi

PERGELLEMEK : Turkish Turkish

pergelle ölçmek

PERGELLERİ AÇMAK : Turkish Turkish

uzun adımlarla yürümek

PERHİZ : Turkish Turkish

sağlığı korumak ya da düzeltmek amacıyla uygulanan beslenme düzeni, °imsak,°riyazet, °diyet, °rejim

PERHİZ : Turkish Turkish

hıristiyanların ve yahudilerin belli günlerde et, yağ gibi kimi yiyecekleri yemeden tuttukları oruç

PERHİZ YAPMAK : Turkish Turkish

sağlığı korumak ya da düzeltmek amacıyla bir beslenme düzeni uygulamak

PERHİZKÂR : Turkish Turkish

perhiz yapan, perhize uyan

PERHİZLİ : Turkish Turkish

perhiz yapan (kimse)

PERHİZSİZ : Turkish Turkish

perhiz yapmayan (kimse)

PERİ : Turkish Turkish

doğaüstü güçleri olduğuna inanılan, düşsel dişi varlık

PERİ : Turkish Turkish

çok güzel, alımlı, becerikli kadın