Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
PROGRAMSIZLIK : Turkish Turkish

plan, program yokluğu

PROJE : Turkish Turkish

tasarlanmış şey, tasarı

PROJE : Turkish Turkish

mal sahibinin isteğine göre yapılacak bir yapıyı, belli bir izlenceye göre inşa edilecek bir yapı bütününü, bir makine ya da bir kuruluşu plan durumunda gösteren çizim

PROJE YAPMAK : Turkish Turkish

tasarlamak

PROJEKSİYON : Turkish Turkish

ızdüşüm, °irtisam, °mürtesem

PROJEKSİYON : Turkish Turkish

gösterim

PROJEKSİYONCU : Turkish Turkish

projeksiyon makinelerini çalıştıran kimse

PROJEKTÖR : Turkish Turkish

işıldak

PROJEKTÖR : Turkish Turkish

gösterici

PROLETARYA : Turkish Turkish

emekçinin2 oluşturduğu sınıf

PROLETER : Turkish Turkish

emekçi

PROLETERLEŞME : Turkish Turkish

emekçileşme

PROLOG : Turkish Turkish

öndeyiş

PROMETYUM : Turkish Turkish

atom numarası 61, atom ağırlığı 145 olan, nadir topraklar grubundan bir element, simgesi pm

PRÖMİYER : Turkish Turkish

yeni oynanmaya başlayan tiyatro oyununun ilk temsili

PROMOSYON : Turkish Turkish

ir malı geniş yığınlara tanıtmak, beğendirmek ve o malın sürümünü sağlamak amacıyla yapılan çalışmaların tümü

PROPAGANDA : Turkish Turkish

(bir öğreti, düşünce ya da inancı) başkalarına tanıtma, benimsetme ve yayma amacıyla söz, yazı gibi yollarla gerçekleştirilen eylem

PROPAGANDACI : Turkish Turkish

propaganda yapan kimse

PROPAGANDACILIK : Turkish Turkish

propaganda yapma işi

PROPAGANDİST : Turkish Turkish

tanıtıcı

PROSEDÜR : Turkish Turkish

ir amaca ulaşmak için tutulan yol ve yöntem

PROSES : Turkish Turkish

süreç

PROSODİ : Turkish Turkish

ir koşuk bestesinde, hece vurgularının müzik vurgu ve yükselişleriyle iyice uyuşmuş olması ve bu yoldaki kuralların tümü

PROSPEKSİYON : Turkish Turkish

maden araştırma

PROSPEKSİYON : Turkish Turkish

(ekonomide) bir piyasanın satış olanaklarını inceleme