Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
PRESTİJ : Turkish Turkish

saygınlık, °itibar

PRESTO : Turkish Turkish

çabuk, çok çabuk bir tempo ile

PRESTO : Turkish Turkish

u tempo ile çalınan müzik parçası

PREVANTORYUM : Turkish Turkish

vücutlarına verem mikrobu girmesine karşın henüz hastalığa yakalanmamış zayıf kimselerin, vereme yakalanmasını önlemek amacıyla bakıldıkları sağlık kurumu

PREZERVATİF : Turkish Turkish

kaput

PRİM : Turkish Turkish

(ışverence) ış oylumuyla orantılı olarak ve iş yapanı isteklendirip, iş oylumunu artırmak amacıyla verilen para

PRİM : Turkish Turkish

sosyal sigortalar yasasına bağlı olan işçilerin ve bunları çalıştıran işverenlerin sosyal sigortalar kurumuna ödemek zorunda oldukları ücretin belli bir yüzdesiyle belirlenen paraya verilen ad

PRİM : Turkish Turkish

pay senetlerinin asıl fiyatı ile piyasa fiyatı arasındaki artış

PRİM YAPMAK : Turkish Turkish

pay senetleri vb. beklenenin üstünde artış göstermek

PRİMADONNA : Turkish Turkish

operada baş kadın rolünü oynayan oyuncu

PRİMAT, -TI : Turkish Turkish

ütün maymun türlerini ve kimi bilginlerin sınıflamasına göre, insanları içine alan memeliler takımı, primatlar

PRİMATLAR : Turkish Turkish

maymunlar

PRİMİTİF : Turkish Turkish

ıikel

PRİMİTİVİZM : Turkish Turkish

ılkelcilik

PRİNTIR : Turkish Turkish

yazıcı, bilgiyazar

PRİZ : Turkish Turkish

elektrik akımı almak için fişin sokulduğu yuva

PRİZMA : Turkish Turkish

içme

PRİZMA : Turkish Turkish

işık ışınlarını saptıran ve ayrıştıran, saydam maddeden yapılmış üçgen prizma

PRİZÖRTER : Turkish Turkish

prizi örten yalıtkan düzenek

PROBABİLİZM : Turkish Turkish

olasıcılık

PROBLEM : Turkish Turkish

teoremler ya da kurallar yardımıyla çözülmesi istenen soru

PROBLEM : Turkish Turkish

sorun

PROBLEM : Turkish Turkish

davranışları normal olmayan ve özel olarak eğitilmesi gereken

PROBLEMATİK : Turkish Turkish

sorunsal

PROBLEMLİ : Turkish Turkish

sorunlu