Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
RÜŞTİYE : Turkish Turkish

ortaokul derecesinde olan eğitim kurumu

RÜSUM : Turkish Turkish

vergiler

RÜSUMAT, -TI : Turkish Turkish

kimi mallardan devletçe alınan vergiler

RÜSUP : Turkish Turkish

tortu, çökel, çökelti

RÜSVA : Turkish Turkish

ayıplanacak durumunda olan, saygınlığı olmayan, itibarsız

RÜSVA ETMEK : Turkish Turkish

irini ayıplanacak duruma düşürmek

RÜŞVET ALMAK : Turkish Turkish

üşvet olarak verilen parayı ya da malı kabul etmek

RÜŞVET VERMEK : Turkish Turkish

ir görevliye bir işi yaptırmak için para ya da mal vermek

RÜŞVET YEMEK : Turkish Turkish

ir işi yapmak için birinden rüşvet almak

RÜŞVET, -Tİ : Turkish Turkish

yaptırılmak istenilen bir işte yasadışı kolaylık sağlanması için bir kimseye mal ya da para olarak sağlanan çıkar

RÜŞVETÇİ : Turkish Turkish

üşvet alarak iş gören (kimse)

RÜŞVETÇİLİK : Turkish Turkish

ış görmek için rüşvet alma tutumu

RÜTBE : Turkish Turkish

aşama, mertebe

RÜTBELİ : Turkish Turkish

askerlikteki emir-komuta zincirinde rutbesi olan görevli

RÜTBESİZ : Turkish Turkish

askerlikte kıdem ve derecesi olmayan er

RUTENYUM : Turkish Turkish

atom numarası 44, atom ağırlığı 101,7, yoğunluğu 12,3 olan, 2400 °c'de ergiyen, sert, kırılgan, havada kolayca oksitlenen bir element, simgesi ru

RUTHERFORDYUM : Turkish Turkish

kurçatovyum elementine amerikalıların verdiği ad, simgesi rf

RUTİN : Turkish Turkish

alışılagelen, her zamanki

RUTUBET, -Tİ : Turkish Turkish

yaşlık, nem

RUTUBETLENDİRME : Turkish Turkish

utubetlendirmek eylemi

RUTUBETLENDİRMEK : Turkish Turkish

utubetlenmesine yol açmak

RUTUBETLENME : Turkish Turkish

utubetlenmek eylemi

RUTUBETLENMEK : Turkish Turkish

nemlenmek, ıslanmak

RUTUBETLİ : Turkish Turkish

utubeti olan, nemli

RUTUBETSİZ : Turkish Turkish

utubeti olmayan