Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
SAVURTMAK : Turkish Turkish

savrulmasına neden olmak, savrulmasını sağlamak

SAVUŞMA : Turkish Turkish

savuşmak eylemi

SAVUŞMAK : Turkish Turkish

ulunduğu yerden aceleyle, gizlice ya da dikkati çekmeden ayrılmak

SAVUŞMAK : Turkish Turkish

(hastalık ya da başka kötü bir durum) geçmek, iyileşmek

SAVUŞTURMA : Turkish Turkish

savuşturmak eylemi

SAVUŞTURMAK : Turkish Turkish

geçiştirmek, atlatmak

SAVUŞUP GİTMEK : Turkish Turkish

ilgi çekmeden, gizlice, aceleyle ayrılmak

SAY : Turkish Turkish

çalışma, emek

SAY : Turkish Turkish

düz ,ince, yassı tabaka halinde taş

SAY : Turkish Turkish

ıri, büyük kaya

SAY : Turkish Turkish

dik kayalık, taşlık yer

SAYA : Turkish Turkish

ayakkabının yumuşak olan üst bölümü

SAYAÇ : Turkish Turkish

havagazı, elektrik, su gibi şeylerin kullanılan miktarını ya da mekanik etkilenmeleri ölçen aygıt, saat: doğalgaz sayacı. elektrik sayacı

SAYACI : Turkish Turkish

ayakkabıların sayalarını hazırlayan kimse

SAYACILIK : Turkish Turkish

sayacının işi

ŞAYAK : Turkish Turkish

kabaca dokunmuş. dayanıklı bir çeşit yün kumaş

ŞAYAK : Turkish Turkish

u kumaştan yapılmış

SAYALAMA : Turkish Turkish

ir kesme taşın yüzeyini dişeği yardımıyla yontma

ŞAYAN : Turkish Turkish

(bir şeye) uygun, yaraşır, değer, °layık

SAYDAM : Turkish Turkish

ıçinden ışığın geçmesine ve arkasındaki şeylerin görülmesine engel olmayan(cisim), °şeffaf

SAYDAM : Turkish Turkish

açık seçik, belirgin

SAYDAM TABAKA : Turkish Turkish

gözün ön bölümünde bulunan, ışığı geçiren küresel zar, °kornea

SAYDAMLAŞMA : Turkish Turkish

saydamlaşmak eylemi, °şeffaflaşma

SAYDAMLAŞMAK : Turkish Turkish

saydam bir duruma gelmek, °şeffaflaşmak

SAYDAMLAŞMAK : Turkish Turkish

elirgin, açık bir duruma gelmek