Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
SAVUNMALIK : Turkish Turkish

savunmaya yarar, °tedafüi

SAVUNMAN : Turkish Turkish

avukat

SAVUNMANLIK : Turkish Turkish

avukatlık

SAVUNMASIZ : Turkish Turkish

savunma gücü olmayan

SAVUNU : Turkish Turkish

savunma

SAVUNUCU : Turkish Turkish

ir şeyi savunan (kimse), °müdafi

SAVUNUCU : Turkish Turkish

kalecinin önünde yer alan, kaleyi savunan oyunculardan her biri, °bek (i)

SAVUNUCULUK : Turkish Turkish

savunu yapma işi

SAVUNULMA : Turkish Turkish

savunulmak eylemi

SAVUNULMAK : Turkish Turkish

savunmak eylemi yapılmak

SAVUNUŞ : Turkish Turkish

savunmak eylemi ya da biçimi

SAVURGAN : Turkish Turkish

çok ve boşuna para harcayan, tutumsuz, °müsrif

SAVURGANCA : Turkish Turkish

savurgan (bir biçimde), tutumsuzca

SAVURGANLIK : Turkish Turkish

savurgan olma durumu ya da savurganca davranış, tutumsuzluk, °müsriflik, °israf

SAVURMA : Turkish Turkish

savurmak eylemi

SAVURMA : Turkish Turkish

kol, bacak gibi vücut bölümlerinin ağırlıklarından yararlanarak omuz ve uyluk eklemleri çevresinde türlü yönlere doğru hızla çevirme

SAVURMAK : Turkish Turkish

havaya atıp dağıtmak, saçmak

SAVURMAK : Turkish Turkish

(rüzgâr) bir yeri, bir şeyi şiddetle eserek altüst etmek, havaya kaldırmak, dağıtmak

SAVURMAK : Turkish Turkish

kaldırıp atmak fırlatmak

SAVURMAK : Turkish Turkish

şiddetle döndürerek sallamak, kaldırarak vurmak

SAVURMAK : Turkish Turkish

ir sıvının havalanmasını ya da kaynayan sıvının taşmasını önlemek, soğutmak amacıyla alıp yine kendi kabına dökmek

SAVURMAK : Turkish Turkish

sallamak, uçurmak, dalgalandırmak

SAVURMAK : Turkish Turkish

(yalan, küfür vb. için) söylemek

SAVURMAK : Turkish Turkish

oşuna ve çok miktarda harcamak, °israf etmek

SAVURTMA : Turkish Turkish

savurtmak eylemi