Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
SAVAŞ : Turkish Turkish

ir şeyi ortadan kaldırmak, yok etmek amacıyla girişilen eylem

SAVAŞ AÇMAK ( YA DA İLAN ETMEK) : Turkish Turkish

ir ya da daha fazla devlete karşı savaş durumuna geçmek

SAVAŞ AÇMAK ( YA DA İLAN ETMEK) : Turkish Turkish

ortadan kaldırmak için uğraşmak, eylemde bulunmak

SAVAŞÇI : Turkish Turkish

savaşan, savaş durumunda bulunan, °muharip

SAVAŞÇI : Turkish Turkish

ıyi ya da çok savaşan, savaşkan, °cengâver

SAVAŞÇI : Turkish Turkish

savaşa katılan kimse

SAVAŞÇILIK : Turkish Turkish

savaşçı olma durumu

SAVAŞIM : Turkish Turkish

herhangi bir amaca erişmek, bir güce karşı koyabilmek amacıyla bir kişi ya da grubun sürekli çabası, °mücadele

SAVAŞIM VERMEK : Turkish Turkish

ir amaca erişmek, bir güce karşı koyabilmek için uğraşmak, çaba göstermek, °mücadele etmek

SAVAŞIMCI : Turkish Turkish

savaşım veren (kimse), °mücadeleci

SAVAŞIMCILIK : Turkish Turkish

savaşımcı olma durumu, savaşımı sevme

SAVAŞKAN : Turkish Turkish

ıyi savaşan, çok savaşan, savaşçı, °cengâver

SAVAŞKANLIK : Turkish Turkish

savaşkan olma durumu

SAVAŞMA : Turkish Turkish

savaşmak eylemi, °muharebe

SAVAŞMAK : Turkish Turkish

ordu ölçüsünde iki silahlı kuvvet karşı karşıya gelip çarpışmak, °muharebe etmek

SAVAŞMAK : Turkish Turkish

uğraşmak, °mücadele etmek

SAVAŞMAZLIK : Turkish Turkish

savaşa katılmayan, ancak savaşan taraflardan birine yakınlığı nedeniyle tarafsızlıktan da uzak bulunan ülkenin durumu

SAVAT, -TI : Turkish Turkish

gümüş üstüne özel bir biçimde kurşunla işlenen kara nakış

SAVATLAMA : Turkish Turkish

savatlamak eylemi

SAVATLAMAK : Turkish Turkish

gümüş üstüne kurşunla kara nakışlar işlemek

SAVATLI : Turkish Turkish

savatı olan, savatlanmış

SAVCA : Turkish Turkish

savcılığın soruşturma sonunda elde ettiği kanıtların ve suça verilmesi gereken cezanın belirtildiği, savcının mahkemede okuduğu yazı, °iddianame

SAVCI : Turkish Turkish

devlet adına ve yararına davalar açan, kamu haklarını ve tüzeyi yerine getirmek ereğiyle yargıç katında sanıkları kovuşturan görevli, °müddeiumumi

SAVCILIK : Turkish Turkish

savcı olma durumu; savcının görevi ya da orunu, °müddeiumumilik

SAVDIRMA : Turkish Turkish

savdırmak eylemi