Turkish
SATTIRMAK : Turkish Turkish
satmak eylemini yaptırmak ya da satmak zorunda bırakmak: geçim sıkıntısı evi sattırdı
SATÜRN : Turkish Turkish
güneş' e yıkanlık bakımından altıncı olan gezegen, sekendiz, °zühal
SATVET, -Tİ : Turkish Turkish
zorlu, sindirici güç
SAUNA : Turkish Turkish
uhar banyosu, fin hamamı
SAUNA : Turkish Turkish
u banyonun bulunduğu yer
SAV : Turkish Turkish
ıleri sürülerek savunulan düşünce, °iddia, °tez
SAV : Turkish Turkish
haber, söz
SAV : Turkish Turkish
atasözü
SAV : Turkish Turkish
tanıtlanması gereken önerme, °tez
SAVA : Turkish Turkish
haber
SAVA : Turkish Turkish
muştu, °müjde
SAVACI : Turkish Turkish
haberci
SAVACI : Turkish Turkish
muştucu
SAVACI : Turkish Turkish
kitap getirmemiş peygamber, °nebi
SAVAK : Turkish Turkish
değirmen suyunu başka yöne akıtmak için yapılan düzen
SAVAK : Turkish Turkish
ir barajın fazla suyunu akıtmak için yapılan düzen
SAVAK : Turkish Turkish
aptal, şaşkın
SAVAKLAMA : Turkish Turkish
ir göl ya da havuzda savaklar aracılığıyla yapılan akıtma
ŞAVALAK : Turkish Turkish
aptal, sersem, budala
SAVAN : Turkish Turkish
pamuk ipliğinden yapılan kalınca kilim
SAVAN : Turkish Turkish
yaygı, örtü
SAVANA, SAVAN : Turkish Turkish
ekvator kuşağındaki geniş tropikal çayırlara verilen ad
SAVAŞ : Turkish Turkish
ekonomik ve politik amaçlarına ulaşabilmek için devletlerin ya da toplumsal sınıfların giriştikleri silahlı eylem, °harp
SAVAŞ : Turkish Turkish
uğraşma, kavga, °mücadele: erozyonla savaş
SAVAŞ : Turkish Turkish
hayvanların birbirleriyle yaptığı mücadele
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani