Multilingual Turkish Dictionary Turkish

SIÇANYOLU, -NU : Turkish Turkish

lağım yolu ya da buna benzer yeraltı yolu

SİCİL : Turkish Turkish

esmi belgelerin kaydedildiği kütük

SİCİL : Turkish Turkish

görevlilerin çalışma, başarı, davranış gibi durumlarının işlendiği dosya

SİCİL VERMEK : Turkish Turkish

sorumlu bir görevli, yanında çalışan birinin üst aşamaya geçebilecek durumda olup olmadığını gereken oruna bildirmek

SİCİLLİ : Turkish Turkish

sicile geçmiş, sicil defterine işlenmiş, °müseccel

SİCİLLİ : Turkish Turkish

suçu sicile geçmiş, °sabıkalı, °müseccel: sicilli yankesici

SİCİM : Turkish Turkish

keten, kenevir gibi bitkilerin liflerinden yapılan ince ip, °kınnap

SİCİM GİBİ : Turkish Turkish

damlaları arka arkaya gelip sicim gibi akan (yağmur, gözyaşı)

SIÇIRGAN : Turkish Turkish

sürgüne tutulup her yanı pisleten

SIÇIRGANLIK : Turkish Turkish

sıçırgan olma durumu

SIÇMA : Turkish Turkish

sıçmak eylemi

SIÇMAK : Turkish Turkish

dışkıyı doğal yolla dışarı atmak, büyük aptesini yapmak

SIÇMAK : Turkish Turkish

ozmak, berbat etmek

SIÇRAMA : Turkish Turkish

sıçramak eylemi

SIÇRAMA : Turkish Turkish

ayaklarla, birdenbire yeri teperek kısa süre havada kalma

SIÇRAMA TAHTASI : Turkish Turkish

araçtan atlamalarda, üzerine hızla basarak yükselme hızı kazanılan yaylı ya da esnek tahtadan eğik yüzeyli araç

SIÇRAMA TAHTASI : Turkish Turkish

mesleğinde yükselebilmek amacıyla kullandığı statü

SIÇRAMAK : Turkish Turkish

ayaklarla birden bire ve kuvvetle yeri teperek hızla yukarıya ya da ileriye atılmak

SIÇRAMAK : Turkish Turkish

ir uyarı ya da heyecan nedeniyle ürkerek birdenbire olduğu yerde doğrulur gibi sarsılmak

SIÇRAMAK : Turkish Turkish

yerinden koparak hızla, parçalar durumunda savrulmak

SIÇRAMAK : Turkish Turkish

yayılmak

SIÇRATMA : Turkish Turkish

sıçratmak eylemi

SIÇRATMAK : Turkish Turkish

sıçramak eylemini yaptırmak: araba çamur sıçrattı

SIÇRAYIŞ : Turkish Turkish

sıçramak eylemi ya da biçimi

SIÇTI CAFER, BEZ GETİR : Turkish Turkish

irinin berbat bir iş gördüğünü anlatır