Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ŞİA : Turkish Turkish

şiilik

ŞİAR : Turkish Turkish

elgi

SİBAK, -KI : Turkish Turkish

ir şeyin geçmişi

SİBEK, SÜBEK : Turkish Turkish

küçük çocukların yataklarını kirletmemeleri için beşiğe takılarak sidiği oturağa götüren tahta boru kamış

SİBEK, SÜBEK : Turkish Turkish

el değirmenlerinde alt taşın ortasına çakılan üsttaşın dönmesini sağlaya küçük kazık, demir çubuk

SİBERNASYON : Turkish Turkish

güdümbilimden yararlanarak özellikle fabrikalardaki üretimin, bilgisayarlar yardımıyla denetimi

SİBERNETİK : Turkish Turkish

güdümbilim, °kibernetik

SİBERNETİKÇİ : Turkish Turkish

güdümbilimci

SICACIK : Turkish Turkish

yeter derecede ve hoşa giden bir sıcaklığı olan

SICAK : Turkish Turkish

yakmayacak derecede ısısı olan, yakmayacak kadar ısı veren, "soğuk" karşıtı

SICAK : Turkish Turkish

isısı yüksek olan, çok ısınmış

SICAK : Turkish Turkish

dostça olan, sevgi dolu

SICAK : Turkish Turkish

havadaki yüksek ısı

SICAK : Turkish Turkish

sıcak yer

SICAK : Turkish Turkish

hamam

SICAK BAŞINA VURMAK : Turkish Turkish

sıcaktan çok etkilenmek, rahatsız olmak

SICAK BASMAK ( YA DA BASTIRMAK) : Turkish Turkish

hava çok ısınmak

SICAK KUŞAK : Turkish Turkish

oğlak ve yengeç dönenceleri arasında kalan geniş bölge

SICAK OLMAK : Turkish Turkish

sıcak artmak

SICAK PARA : Turkish Turkish

ticarette hemen kullanılabilecek para

SICAK RENKLER : Turkish Turkish

sarı, kırmızı ve turuncu renk ve bu renklerin tonlarına verilen ad

SICAKBAKMAK : Turkish Turkish

ir olaya, bir şeye olumlu yaklaşmak

SICAKÇA : Turkish Turkish

iraz sıcak, sıcağa yakın

SICAKÇI : Turkish Turkish

lokantada sıcak yemekleri pişiren, sıcak yemeklerden sorumlu görevli

SICAKI SICAKINA : Turkish Turkish

vakit geçirmeden, hemen, arası çok geçmeden