Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
SEZGİSEL : Turkish Turkish

sezgili

SEZİ : Turkish Turkish

sezgi

SEZİLME : Turkish Turkish

sezilmek eylemi

SEZİLMEK : Turkish Turkish

ir şey, bir durum anlaşılmak. °hissedilmek

SEZİNDİRME : Turkish Turkish

sezindirmek eylemi

SEZİNDİRMEK : Turkish Turkish

sezinlemesini sağlamak, sezdirmek

SEZİNLEME : Turkish Turkish

sezinlemek eylemi, sezme

SEZİNLEMEK : Turkish Turkish

sezer gibi olmak, sezmek

SEZİNLEYİŞ : Turkish Turkish

sezinlemek eylemi ya da biçimi

SEZİŞ : Turkish Turkish

sezmek eylemi ya da biçimi

ŞEZLONG : Turkish Turkish

üzerine uzanılabilecek biçimde ayarlanan, döşeme yerine bez gerilen bir tür taşınabilir koltuk

SEZME : Turkish Turkish

sezmek eylemi

SEZMEK, -ER : Turkish Turkish

açık bir kanıt olmaksızın, olmuş ya da olacak bir şeyi anlamak, kestirmek, °hissetmek

SEZMEK, -ER : Turkish Turkish

anlamak, fark etmek

SEZON : Turkish Turkish

mevsim

SEZON : Turkish Turkish

yıl içinde belirli aralıklarla yinelenen etkinlikler dönemi

SEZONLUK : Turkish Turkish

yıl içinde yalnızca belli dönemlerde gerçekleştirilen, yalnızca bir dönemi kapsayan

SEZYUM : Turkish Turkish

atom sayısı 55, atom ağırlığı 132,9 olan, 1,90 yoğunluğunda, 28 °c'de ergiyen ve doğada ender rastlanan bir element, simgesi cs

SFAGNUM : Turkish Turkish

ataklıklarda nemli yerlerde kümeler durumunda yetişen, küçük yapraklı bir tür yosun (sphagnum)

SFENKS : Turkish Turkish

yunan mitolojisinde, geçen yolculara birtakım bilmeceler sorarak bilmeyenleri yuttuğuna inanılan efsanevi canavar

SFENKS : Turkish Turkish

mısır' da eski mısırlılar çağından kalma kadın başlı, aslan vücutlu yontu

: Turkish Turkish

gam dizisinde la ile do arasındaki ses

: Turkish Turkish

u sesi gösteren nota imi

: Turkish Turkish

silisyum'un simgesi

ŞİA : Turkish Turkish

müslümanlıkta hz. ali'ye yandaş olanlar