Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
SEYRELTMEK : Turkish Turkish

(sıvıya) bir miktar su ya da sıvı katarak az yoğun, duruma getirmek

SEYRET! : Turkish Turkish

eklenmedik bir şey olacağını anlatır

SEYRETME : Turkish Turkish

seyretmek eylemi

SEYRETMEK : Turkish Turkish

ir şeyin durumunu, oluşumunu gözlemek, izlemek, bakmak

SEYRETMEK : Turkish Turkish

ir olaya karışmadan bakmak

SEYRETMEK : Turkish Turkish

eğlenmek, görmek, öğrenmek vb. için bakmak, izlemek

SEYRETMEK : Turkish Turkish

(gemi için) ılerlemek, yol almak

SEYRETMEK : Turkish Turkish

(hastalık için) sürmek, devam etmek

SEYREYLEMEK : Turkish Turkish

ir şeyi seyretmek

SEYRİNE BAKMAK : Turkish Turkish

seyretmek

SEYRÜSEFER : Turkish Turkish

gidişgeliş, °trafik

ŞEYTAN : Turkish Turkish

din kitaplarına göre isyancı meleklerin, kötü ruhların başı olarak nitelenen varlık

ŞEYTAN : Turkish Turkish

kötü düşünce, kötü niyet

ŞEYTAN : Turkish Turkish

ve s. mec. çok kurnaz, uyanık (kimse)

ŞEYTAN ALDATMAK : Turkish Turkish

kimi davranışlarda iradeli, güçlü davranamamak, nefsine uymak

ŞEYTAN ALDATMAK : Turkish Turkish

uykuda meni akıtmak, düş azmak

ŞEYTAN AZAPTA GEREK : Turkish Turkish

"sevilmeyen bir kimse zorluk içinde kaldığında bunu hak etmiştir" anlamında kullanılır

ŞEYTAN BEZİ : Turkish Turkish

erkek elbisesi yapılan, kadife dokunuşlu bir çeşit pamuklu kumaş

ŞEYTAN ÇEKİCİ : Turkish Turkish

çevik, becerikli, yaramaz, sevimli çocuk

ŞEYTAN DİYOR Kİ : Turkish Turkish

yapılmaması gereken bir davranış için, yapma isteği duyulduğunda söylenir

ŞEYTAN DÜRTMEK : Turkish Turkish

ansızın uygunsuz, kötü bir davranışta bulunmak

ŞEYTAN GEÇMİŞ GİBİ : Turkish Turkish

konuşma sırasında birden kısa bir sessizlik olması durumunda söylenir

ŞEYTAN GİBİ : Turkish Turkish

çok zeki ve kurnaz

ŞEYTAN GÖRSÜN YÜZÜNÜ : Turkish Turkish

sevilmeyen, görmek bile istenilmeyen kimse için söylenir

ŞEYTAN KULAĞINA KURŞUN : Turkish Turkish

aksama olanağı bulunan durum ya da işler düzenli gittiğinde "nazar değmesin" anlamında söylenir