Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ŞEVK, -Kİ : Turkish Turkish

ıstek, °heves

ŞEVK, -Kİ : Turkish Turkish

sevinç, °neşe

ŞEVKE GELMEK : Turkish Turkish

isteği, hevesi artmak; neşelenmek

ŞEVKE GETİRMEK : Turkish Turkish

canlandırmak, isteğini artırmak

ŞEVKET, -Tİ : Turkish Turkish

(genellikle padişahlar için) büyüklük, ululuk, heybet

ŞEVKETLİ : Turkish Turkish

üyüklük, güç sahibi anlamında padişahlara verilen bir san

ŞEVKİ KIRILMAK : Turkish Turkish

isteği, hevesi kalmamak

SEVKITABİİ : Turkish Turkish

ıçgüdü, °insiyak

SEVKIYAT, -TI : Turkish Turkish

silahlı kuvvetlerde, personel, silah, araç, yiyecek gibi ikmal maddelerinin, stratejik ve taktik amaçlarla bir yerden başka bir yere gönderilmesi

SEVKULCEYŞ : Turkish Turkish

strateji

SEVME : Turkish Turkish

sevmek eylemi

SEVMEK, -ER : Turkish Turkish

sevgi ve bağlılık duymak

SEVMEK, -ER : Turkish Turkish

irine sevgiyle bağlanmak, gönül vermek

SEVMEK, -ER : Turkish Turkish

çok hoşlanmak

SEVMEK, -ER : Turkish Turkish

okşamak

SEVMEK, -ER : Turkish Turkish

yerini, koşullarını uygun bulmak

SEVSİNLER! : Turkish Turkish

sevilmeyen, hoşa gitmeyen bir davranışta bulunan bir kimse için alay yollu söylenir

ŞEVVAL, -Lİ : Turkish Turkish

ay takviminin onuncu ayı, bayram ayı

ŞEY : Turkish Turkish

elirsiz bir anlamda madde eşya, söz, olay, eylem, durum vb.'nin adı yerine kullanılır

ŞEY : Turkish Turkish

nesne, madde

SEYAHAT ACENTASI : Turkish Turkish

gezi sırasında yolcuların çeşitli gereksinimlerini karşılayan ticari kuruluş

SEYAHAT ETMEK : Turkish Turkish

uzak yerleri gezerek görmek, yolculuk etmek

SEYAHAT, -Tİ : Turkish Turkish

gezi, yolculuk

SEYAHATE ÇIKMAK : Turkish Turkish

gezi amacıyla bir yere gitmek

SEYAHATNAME : Turkish Turkish

ir yazarın gezip gördüğü yerlerden edindiği bilgi ve izlenimlerini yansıttığı yapıt