Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
SEYEK : Turkish Turkish

tavla oyununda zarlardan birinin üçlü, öbürünün birli gelmesi

SEYELAN : Turkish Turkish

akma, akıntı

SEYELAN : Turkish Turkish

akı

ŞEYH : Turkish Turkish

tarikat kurucusuna, bir tarikatta en yüksek aşamaya ulaşmış olan kimseye, tarikat büyüklerine ya da tarikat kollarından birinin başında bulunan kimseye verilen ad

ŞEYH : Turkish Turkish

arap kabile ve aşireti başkanı

ŞEYHİN KERAMETİ KENDİNDEN MENKUL : Turkish Turkish

üyük işler gördüğünü söyleyen birinin sözüne inanılmadığını anlatmak için söylenir

ŞEYHLİK : Turkish Turkish

şeyh olma durumu

ŞEYHÜLİSLAM : Turkish Turkish

osmanlı ımparatorluğu'nda, kabinede sadrazamdan, sonra yer alan ve din işlerine bakmakla birlikte dünya işlerine de din bakımından karışan üye

ŞEYHÜLİSLAM KAPISI : Turkish Turkish

şeyhülislamların görev yaptıkları daire, °fetvahane

SEYİR, -YRİ : Turkish Turkish

gidiş, yürüyüş, ilerleyiş

SEYİR, -YRİ : Turkish Turkish

ir yerden başka bir yere gitmek için yola çıkma

SEYİR, -YRİ : Turkish Turkish

eğlenmek için bakma, hoşlanarak bakma

SEYİR, -YRİ : Turkish Turkish

akıp eğlenecek şey, eğlendirici durum

SEYİRCİ : Turkish Turkish

ir olayı gören, izleyen kimse, izleyici

SEYİRCİ : Turkish Turkish

ızlemek, eğlenmek için bakan kimse, izleyici

SEYİRCİ KALMAK : Turkish Turkish

ir olay karşısında hiçbir tepki göstermeyerek işe karışmamak

SEYİRLİK : Turkish Turkish

seyir için olan

SEYİRLİK OYUN : Turkish Turkish

seyirci önünde gösterilen, genellikle beceriye dayanan, eğlendirici nitelikteki oyun

SEYİRTMEK : Turkish Turkish

koşmak

SEYİS : Turkish Turkish

ata bakan, tımar eden kimse, at bakıcısı

SEYİS : Turkish Turkish

iki üç yaşlarında enenmiş erkek keçi

SEYİSLİK : Turkish Turkish

ata bakma işi, at bakıcılığı

SEYİT : Turkish Turkish

ir topluluğun ileri gelen kişisi

SEYİT : Turkish Turkish

hz. muhammet'in soyundan olan kimse

SEYLANİ : Turkish Turkish

seylantaşı