Turkish
SEYLANTAŞI, -NI : Turkish Turkish
yapısında alüminyum ve demir bulunan bir granat türü, °seylani
SEYLAP : Turkish Turkish
su baskını, taşma, taşkın3, °feyezan
SEYRAN : Turkish Turkish
gezme, gezinme
SEYRAN ETMEK ( YA DA EYLEMEK) : Turkish Turkish
gezmek, gezinmek, dolaşmak
SEYRANA ÇIKMAK : Turkish Turkish
gezmeye, gezintiye çıkmak
SEYRE DALMAK : Turkish Turkish
ir şeye kendini vererek bakmak
SEYREK : Turkish Turkish
enzerleri ya da parçaları arasında çok aralık bulunan, aralıklı, "sık" karşıtı
SEYREK : Turkish Turkish
çok bulunmayan, az rastlanan
SEYREK : Turkish Turkish
uzun zaman aralıklarıyla, arada sırada
SEYREK : Turkish Turkish
aralıklı olarak, aralıklı bir biçimde
SEYREKÇE : Turkish Turkish
iraz seyrek, seyrek (bir biçimde)
SEYREKLEŞME : Turkish Turkish
seyrekleşmek eylemi
SEYREKLEŞMEK : Turkish Turkish
seyrek duruma gelmek, seyrelmek
SEYREKLEŞTİRME : Turkish Turkish
seyrekleştirmek eylemi, seyreltme
SEYREKLEŞTİRMEK : Turkish Turkish
seyrek duruma getirmek, seyreltmek
SEYREKLEŞTİRMEK : Turkish Turkish
azaltmak
SEYREKLİK : Turkish Turkish
seyrek olma durumu
SEYRELME : Turkish Turkish
seyrelmek eylemi
SEYRELMEK : Turkish Turkish
seyrekleşmek
SEYRELTİK : Turkish Turkish
seyreltilmiş olan, derişik karşıtı
SEYRELTİKLİK : Turkish Turkish
seyreltik olma durumu
SEYRELTİLME : Turkish Turkish
seyreltilmek eylemi
SEYRELTİLMEK : Turkish Turkish
(bir sıvı) bir miktar su ya da sıvı katılarak az yoğun duruma getirilmek
SEYRELTME : Turkish Turkish
seyreltmek eylemi, seyrekleştirme
SEYRELTMEK : Turkish Turkish
seyrekleştirmek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani