Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
ŞEYTANTIRNAĞI, -NI : Turkish Turkish

tırnağın yanında oluşan, rahatsız edici, sertleşip kalkmış üstderi

ŞEYTANTIRNAĞI, -NI : Turkish Turkish

çançiçeğigillerden, birçoğu dağlarda yetişen bir çeşit bitki (phyteuma)

SEYYAH : Turkish Turkish

gezgin, °turist

SEYYAL, -Lİ : Turkish Turkish

akışkan

SEYYANEN : Turkish Turkish

eşit olarak

SEYYAR : Turkish Turkish

elli bir yeri olmayan, gezici, gezgin

SEYYAR : Turkish Turkish

kolay taşınabilen, katlanarak taşınabilir duruma getirilebilen, °portatif

SEYYAR SATICI : Turkish Turkish

elli bir satış yerinde çalışmayan, tüketicinin bulunduğu yere giderek malını satışa sunan kimse

SEYYARE : Turkish Turkish

gezegen

SEYYİAT, -TI : Turkish Turkish

din bakımından yapılan kötülükler, günahlar

SEYYİBE : Turkish Turkish

dul (kadın)

SEYYİE : Turkish Turkish

kötülük

SEYYİE : Turkish Turkish

yanlış ya da kötü bir davranış sonucu karşılaşılan kötü durum

SEZA : Turkish Turkish

uygun, yaraşır, bir şeye değer

SEZARYEN : Turkish Turkish

doğumun doğal olmadığı durumlarda karın ve dölyatağının kesilerek bebeğin alınması

SEZARYENLİ : Turkish Turkish

sezaryen ameliyatı olmuş (kadın)

SEZDİRİŞ : Turkish Turkish

sezdirmek eylemi ya da biçimi

SEZDİRME : Turkish Turkish

sezdirmek eylemi

SEZDİRMEK : Turkish Turkish

sezmesine yol açmak, belli etmek, hissettirmek

SEZGİ : Turkish Turkish

sezme yeteneği, °feraset

SEZGİ : Turkish Turkish

gerçeğin deneye ya da usa vurmadan, doğrudan doğruya kavranması

SEZGİCİ : Turkish Turkish

sezgiciliğe ilişkin

SEZGİCİ : Turkish Turkish

sezgicilik yanlısı

SEZGİCİLİK : Turkish Turkish

ilginin sezgiyle elde edilebileceğini savunan öğretilerin genel adı

SEZGİLİ : Turkish Turkish

sezgi ile edinilen, sezgiye dayanan