Turkish
GÜLHANE HATT-I HÜMAYUNU : Turkish Risale
Tar: Gülhanede okunan hatt-ı hümayun münasebetiyle meydana gelmiş bir tabirdir. Osmanlı İmparatorluğu'nun bir zamanlar dünyayı titreten kuvvet ve kudreti, çeşitli sebep ve te'sirlerle büyük bir zaafa uğramış ve en nihâyet devlet, bir vilâyet hükmünde olan Mısır'ın idaresini ele geçiren Mehmed Ali Paşa'nın elinde zebun olacak bir dereceye düşmüştü. Memleketin bu halini gören ve Avrupa'da elçiliklerde bulunması itibariyle Avrupa devletlerinin memleket hakkındaki fikirleriyle zamanın cereyanlarını yakından müşahede eden Sadrazam Mustafa Reşit Paşa, memleketin selâmeti ancak idare usulünün ıslahında ve tebaaya salâhiyet ve hukuk verilip mes'uliyet esasının te'sisinde olduğunu iddia ederek yeni padişah olan Abdülmecid'e 3 Kasım 1839 Pazar gününde bir hatt-ı hümayun sudur ettirdi. Reşit Paşa'nın bu hat'la açtığı devir, tarihte Tanzimat namıyla anılmaktadır. Bu fermana göre memlekette bundan sonra herkes mal, can ve ırz emniyetine sahib olacak, vergiler ve asker toplanması belirli nizamlara bağlanacak, memuriyetlere lâyık olanlar getirilecek ve memurlara muayyen bir maaş tâyin olunacak, rüşvet alınmayacak, bir mahkeme kararı olmadan kimse mahkum edilmeyecek, bütün Osmanlı tebaası aynı kanunî ve hukukî haklara sahip olacaklardı. Bu ferman, bilhassa Hristiyan tebaa için te'min ettiği eşit haklar yüzünden Avrupa'da çok iyi karşılanmıştır. (O.T.D.S.)
GÜLHÎZ : Turkish Risale
f. Gül yetiştiren
GÜLLABİCİ : Turkish Risale
Tar: Akıl hastahanelerindeki gardiyanlar. Bunlar ellerinde kamçı olduğu halde deliler arasında dolaşıp azgın delileri döverek uslandırmak vazifesiyle mükellef olduklarından, dışarda bu türlü tavır takınanlara da mecaz yoliyle güllâbici denilirdi
GÜLLE : Turkish Risale
Top mermisi. (Vaktiyle demirden veya taştan yuvarlak olarak yapılırdı. Şimdi çelikten, silindir biçiminde ve ucu sivri olarak yapılmaktadır.)
GÜLNAHL : Turkish Risale
f. Gül fidanı
GÜLNAK : Turkish Risale
f. Hisar ve kale
GÜLNAR : Turkish Risale
f. Narçiçeği
GÜLNEFESÎ : Turkish Risale
f. Lâtif ve hoş sözlülük. * Güzel kokulu olmak
GÜLNİHAL : Turkish Risale
f. Gül fidanı
GÜLPUŞ : Turkish Risale
f. Gül örtülü, pembe yüzlü
GÜLRENG : Turkish Risale
(Gül-reng) f. Gül renkli, pembe renkli
GÜLRU(Y) : Turkish Risale
f. Yüzü gül gibi güzel ve kızıl renkli olan. Al yanaklı
GÜLRUH : Turkish Risale
(Gül-ruhsar) f. Güzel yanaklı güzel, yanakları pembe olan güzel
GÜLRÎZ : Turkish Risale
f. Gül serpen, gül saçan. * Meşhur bir cins lâle
GÜLSİTAN : Turkish Risale
(Bak: Gülistan)
GÜLTEN : Turkish Risale
f. Gül gibi lâtif ve nâzik vücutlu
GÜLU : Turkish Risale
f. İnsan veya hayvan boğazı
GÜLUBEND : Turkish Risale
f. Boyna sarılan sargı, boğaz sargısı
GÜLUGÎR : Turkish Risale
f. Boğazda kalan, boğazdan zor geçen (şey). * Ahlat armudu
GÜLVE : Turkish Risale
f. Fırın bacası
GÜLZAR : Turkish Risale
f. Gül bahçesi. Gül tarlası
GÜLÇE : Turkish Risale
(Gül-çe) f. Küçük gül, gülcük, çiçekçik
GÜLÇEHRE : Turkish Risale
Çehresi gül gibi lâtif olan, çehresi gül gibi olan
GÜLÇİN : Turkish Risale
f. Gül devşiren, gül toplayan
GÜLÎ : Turkish Risale
f. Gül renkli. Gül gibi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani