Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
GÜRİHTE : Turkish Risale

f. Kaçkın, kaçmış, kaçak

GÜRİSNE : Turkish Risale

(C.: Gürisnegân) f. Aç, fukara, fakir

GÜRİSNE-GÂN : Turkish Risale

(Gürisne. C.) f. Açlar, fakirler, yoksullar

GÜRİSNEGÎ : Turkish Risale

f. Açlık, sefalet

GÜRİSNEÇEŞM : Turkish Risale

f. Pinti, cimri, hasis. Aç gözlü

GÜRİZ : Turkish Risale

f. Kaçma. * Kaçan. * Edb: Kasidelerde mevzuya girmeden evvel söylenen beyit

GÜRİZAN : Turkish Risale

f. Kaçan, kaçıcı

GÜRİZENDE : Turkish Risale

(C: Gürizendegân) f. Kaçan, kaçıcı

GÜRİZGÂH : Turkish Risale

(Girizgâh) f. Kaçacak yer. * Edb: Bir bahisten diğer bahse, mukaddimeden maksada intikal için bir münasebet te'sis eden söz. Nedim'in:Bu şehr-i stanbul ki, bîmisl ü behadırBir sengine yekpâre Acem mülkü fedadırmatla'lı kasidesindeki:İstanbul'un evsafını mümkün mü beyan hiç Maksad hemen sadr-ı keremkâre duadır.Beyti gibi. * Kast olunan şeye münasebet peyda eden söz

GÜSAR : Turkish Risale

f. Yiyen, yiyici. İçen, içici manalarına birleşik kelimeler yapılır. Meselâ: Gam-güsar $
Dert ortağı, arkadaş

GÜSN(E) : Turkish Risale

f. Açlık, sefalet

GÜSTAH : Turkish Risale

f. Arsız, edepsiz, küstah, saygısız

GÜSTERDE : Turkish Risale

f. Döşenmiş, yayılmış

GÜSİSTE : Turkish Risale

f. Kopmuş, kırılmış. * Sökülmüş, çözülmüş, gevşemiş

GÜSİSTE-MEHAR : Turkish Risale

(Güsisteinan) Yuları kopmuş. * Mc: Kayıtsız, mes'uliyetsiz, başıboş

GÜVA : Turkish Risale

f. şahit, delil

GÜVAH : Turkish Risale

f. Şahit. Gören. Bilen. Tanıyan

GÜVAHÎ : Turkish Risale

f. şahitlik. şahitlik etmek

GÜVAR (GÜVARA) : Turkish Risale

Hazmı kolay olan ve zaikaya hoş gelen, nefsin meylettiği şey

GÜVARAÎ : Turkish Risale

Tatlılık, hoşa gitme

GÜVARENDE : Turkish Risale

f. Hazmedilmesi kolay

GÜVARİŞ : Turkish Risale

f. Sindirime yarıyan şeyler, hazme yardımı olan şeyler

GÜVAŞ(E) : Turkish Risale

f. Boya, renk

GÜVERTE : Turkish Risale

Geminin anbar veya kamaralarının üstü, gezilecek kısmı

GÜVEÇ : Turkish Risale

Yemek pişirmeye mahsus toprak kap