Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
HASFOLMAK : Turkish Risale

Parlaklığı gitmek

HASHAS : Turkish Risale

Seri, çabuk, hızlı

HASHASA : Turkish Risale

Açık ve âşikâr olma. * Bir şeyi diğer bir şey içinde "iyice birleşmesi için" karıştırıp sallama

HASHASE : Turkish Risale

Kandırmak. * Koparmak. * Çok fazla deprenmek

HASIB : Turkish Risale

Tipi. Ortalığı toza toprağa boğan şiddetli rüzgâr

HASID : Turkish Risale

Ekin biçen

HASIF : Turkish Risale

Zayıf

HASIK : Turkish Risale

Süngü demiri

HASIM : Turkish Risale

(Bak: Hasm)

HASIN(E) : Turkish Risale

(C.: Hâsınât) İffetli, namuslu ve şerefli kadın

HASIR : Turkish Risale

(Hasr. dan) Muhâsara eden, etrafını çeviren, hasreden

HASIRALTI ETMEK : Turkish Risale

Ist: Unutmak, saklamak, gizlemek, terviç etmemek manasında kulanılan bir tâbirdir. Hasır, eskiden halı ve kilim yerinde kullanıldığı ve onun altında kalan şeyler unutulup gittiği için bu tâbir meydana gelmiştir

HASL : Turkish Risale

Zayıflık

HASLE : Turkish Risale

(C.: Husul) Hurma koruğu

HASLET : Turkish Risale

Huy. Ahlâk. Yaradılıştan olan tabiat

HASLET-İ CEMİLE : Turkish Risale

Güzel ve iyi huy

HASLET-İ HAMRÂ : Turkish Risale

Hamiyet, gayret veya mahcubiyetten gelen ve yüz kızarması suretinde görünen güzel haslet

HASLET-İ HAMİDE : Turkish Risale

Medih ve senâ edilmeğe, övülmeğe lâyık olan güzel ahlâk ve haslet

HASM : Turkish Risale

Atâ etmek, hediye vermek. * Ovmak

HASM-I BÎAMAN : Turkish Risale

Amansız düşman. Merhamet bilmeyen düşman

HASM-I CA'LÎ : Turkish Risale

Huk: Hakikatta hasım olmadığı halde, hasım imiş gibi hâkim önünde husumeti kabul eden kimse

HASM-I DA'VÂ : Turkish Risale

Dâvânın halledilmesi

HASM-I EKBER : Turkish Risale

En büyük düşman olan şeytan

HASM-I ELEDD : Turkish Risale

İnatçı düşman, muannid hasım

HASM-I MÜTEVARÎ : Turkish Risale

Huk: Mahkemeye gelmekten ve vekil göndermekten çekinen kimse