Turkish
HIVEL : Turkish Risale
Zeval. * Bir yerden başka yere intikal, tahavvül etmek
HIVKAL : Turkish Risale
Zayıf olmak, zayıflamak
HIYABAN : Turkish Risale
f. Cadde. İki tarafı ağaç dikili yol. Bahçe yolu. İki tarafı ağaçlı muntazam yol. * Ortasından su akan ağaçlık yer. * Tahrân'da büyük bir caddenin adı
HIYABE : Turkish Risale
Ümitsiz ve mahrum olmak
HIYAKE : Turkish Risale
Dokumak
HIYAL : Turkish Risale
Hayvanın kısır olması
HIYAM : Turkish Risale
(Hayme. C.) Çadırlar
HIYANAT : Turkish Risale
(Hıyanet. C.) Hıyanetler, hâinlikler, kahpelikler
HIYANET : Turkish Risale
Hâinlik. Vefasızlık. İtimadı kötüye kullanmak. Sözünde durmayıp oyun etmek
HIYANET-İ VATAN : Turkish Risale
Vatan hainliği. Vatana hıyanet etme
HIYANETEN : Turkish Risale
Kötülükte bulunarak, hıyanet ederek
HIYANETKÂR : Turkish Risale
Hıyanet eden. Hâin
HIYAR : Turkish Risale
Hayırlılar. * (C.: Hıyârât) Huk: Bir işi yapıp yapmamada serbestlik. Genel olarak bir anlaşmadan vaz geçme. Hususi bir sözleşmenin fesh veya tasdiki. Muhayyerlik. Kendisinde böyle muhayyerlik bulunan kimse, yaptığı bir akdi diğer tarafın rızasına hâcet kalmaksızın bozabilir
HIYAR-I AYB : Turkish Risale
Bir şeyde mevcud olan bir kusurun akitten sonra meydana çıkmasından dolayı âkitlerden biri için sabit olan muhayyerliktir
HIYAR-I RÜ'YET : Turkish Risale
Bir şey hakkında görülmeden yapılan bir akitten dolayı, âkitlerden biri için görüldüğü zaman sabit olan muhayyerliktir
HIYAR-I TAĞRİR : Turkish Risale
Âkitlerden birinin diğer taraftan aldatılarak bir malı gabn-ı fâhiş ile satmasından veya satın almasından dolayı satış muamelesini fesh hususunda muhayyer olmasıdır
HIYAR-I VASF : Turkish Risale
Bir akitte vücudu şart kılınan veya örfen meşhud bulunan mergub bir vasfın mevcud olmaması sebebiyle âkitlerden biri için sabit olan muhayyerliktir. (Sağılır diye satılan bir ineğin, sütten kesilmiş olması gibi.)
HIYAR-I ŞART : Turkish Risale
Âkitlerden birinin veya herbirinin akdi, muayyen bir müddet içinde fesh veya icazetle infaz edebilmek hususunda muhayyer olmasıdır
HIYARAT : Turkish Risale
(Hıyâr. C.) İslâm hukukunda alışveriş meselelerine ait muhayyerlik hususları
HIYARE : Turkish Risale
Otsuz, otu olmayan yer
HIYASA : Turkish Risale
Kulak halkası. * Dar etmek, darlaştırmak. * Dikmek
HIYAT : Turkish Risale
İplik. İbrişim. * İğne
HIYATA : Turkish Risale
Hıfzetmek, korumak, muhafaza etmek
HIYATA (HIYATET) : Turkish Risale
Terzilik, dikiş dikme işi. * Tıb: Ameliyat esnasında kesilip yarılan yerin tekrar kaynaması için dikilmesi. * Ameliyatta dikiş için kullanılan bağırsak ve benzeri şeylerden yapılan iplik
HIYATET-HANE : Turkish Risale
f. Dikimevi, dikişevi, terzihane
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani