Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
HELSAS : Turkish Risale

Cemaat, topluluk

HELTAT : Turkish Risale

Cemaat, topluluk

HELTÎ : Turkish Risale

Bir ot cinsi

HELU' : Turkish Risale

Sabrı az, hırsı çok olan. Sabırsız olup her halini halka şikâyet eden insan

HELUK : Turkish Risale

Helâk olucu, helâk olan. * Fâcire kadın. Kötü hayata alışmış kadın

HELVA SOHBETLERİ : Turkish Risale

Eskiden kış mevsiminin başlıca eğlencelerinden biriydi. Bu eğlenceler, her sınıf halk arasında rağbetteydi. Devlet erkânı, vükelâ, zengin konak sahibleri ve orta halli halk kendi imkânları ölçüsünde helva sohbetleri düzenler, eş ve ahbabına ziyafetler verirdi. Vükelânın düzenlediği sohbetler tantanalı ve hayli masraflı olurdu. Bu sohbetlere zamanın şairleri, edebiyatçıları, nükte ve sohbetleriyle meşhur olmuş kişiler, sazende ve hanendeler davet edilirdi. Kışın en soğuk kırk günü olan erbain'i sağ ve sağlıklı olarak geçirenler kurbanlar keser ve helva sohbetleri bundan sonra düzenlenirdi. Sohbetin en renkli eğlencesi keten helvası yapımıydı. (O.T.D.S.)

HELVA' : Turkish Risale

Hızlı yürüyüşlü davar

HELVA-GER : Turkish Risale

f. Helvacı

HELVA-HANE : Turkish Risale

f. İçinde helva pişirilen genişçe ve derinliği az tencere. * Tar: Saray için her türlü tatlı yiyeceklerin yapılmasına yarayan saray mutfağının bir bölümü

HELVAYÎ : Turkish Risale

Helva satan. Helvacı

HELYOSTAT : Turkish Risale

Yansıyan güneş ışınlarını, belli bir doğrultuya yöneltmeğe ve bu doğrultuda tutmaya yarayan bir ayna ile bir ayar sisteminden meydana gelen tertibat

HELYOTERAPİ : Turkish Risale

Fr. Güneşle tedavi

HELÎCE : Turkish Risale

Saçaklı seccade

HELÎLE : Turkish Risale

Tıb: Tohumları tıbda müshil olarak kullanılan bir bitki

HELÎME : Turkish Risale

Buğday ve pirinç gibi bazı hububatın kaynamasıyla hâsıl olan koyu ve yapışkanlı su

HELÜMM : Turkish Risale

"Tez getir" mânasına gelir

HELÜMME CERRA : Turkish Risale

(Helümme cerren) "Var kıyas eyle... Çek beri getir." gibi kinâye için söylenen bir tabirdir

HELİKOPTER : Turkish Risale

Fr. Pervanesi tepesinde bulunan ve olduğu yerde durabilen, dikine kalkış ve iniş yapabilen bir uçak

HEM : Turkish Risale

f. Birlikte, beraber olmak mânasını ifade eder

HEM (HEMM) : Turkish Risale

Gaile, müşkül iş. * Tasa, gam, keder, hüzün

HEM SUÇLU HEM GÜÇLÜ : Turkish Risale

Suçlu olduğu hâlde suçunu bilmez ve suçsuz olduğunu iddia eder kimse hakkında kullanılan bir tâbirdir

HEM-AHENG : Turkish Risale

f. Uygun, münasib, denk

HEM-AN-DEM : Turkish Risale

f. Hemen, derakab, derhal, o anda, çarçabuk

HEM-AN-GÂH : Turkish Risale

f. Hemen, o anda

HEM-ARAMİŞ : Turkish Risale

f. Birlikte dinlenen, beraber istirahat eden