Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
HEM-ZEMAN : Turkish Risale

f. Aynı zamanda işleyen. * Çağdaş, muâsır. Aynı çağda yaşayan insan veya geçen hâdiselerin her biri

HEM-ZEN : Turkish Risale

f. Beraber vuran. Birlikte olan

HEM-ÇÜ : Turkish Risale

f. Onun gibi

HEM-ÇÜNAN : Turkish Risale

f. Böylece

HEM-ŞERR : Turkish Risale

f. Kötülükte beraber olan, kötülüğü birlikte yapan

HEM-ŞİKEM : Turkish Risale

f. İkiz çocuk

HEMAHİM : Turkish Risale

(Hemheme. C.) Üzüntüler, kederler, dertler, tasalar

HEMAL : Turkish Risale

f. şerik, ortak, eş, benzer, nazir

HEMALUŞ : Turkish Risale

Kara balçık

HEMAN : Turkish Risale

f. Derhâl, hemen, acele olarak, çarçabuk, o anda

HEMAN (HUMÂN) : Turkish Risale

İnce zayıf süngü. * Huysuz ve kötü insan

HEMANA : Turkish Risale

f. Sanki, güya. * Aynen, tıpkı, tamamen

HEMANEND : Turkish Risale

f. Benzer, gibi

HEMARE : Turkish Risale

Her zaman, her an, dâima

HEMAZÎ : Turkish Risale

Sür'at, hız

HEMDE : Turkish Risale

Ölümle haşir arası

HEME : Turkish Risale

f. Cümle. Hep. Bütün

HEME EZ OST : Turkish Risale

Herşey ondandır

HEME OST : Turkish Risale

Hepsi odur

HEMEC : Turkish Risale

Kıymetsiz, değersiz. * Şaşkın. * Övez (denen at sineği)

HEMECE : Turkish Risale

Zayıf koyun

HEMEGAN : Turkish Risale

f. Cümlesi, tamamı, bütünü, hepsi

HEMEL : Turkish Risale

Çobanı olmayan deve

HEMERCEL : Turkish Risale

Yorga at

HEMEYAN : Turkish Risale

Akmak, seyelân etmek