Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
HENİYYE : Turkish Risale

Kolaylık, sühulet

HEPTEN : Turkish Risale

Bütünüyle, tamamıyla

HER : Turkish Risale

f. Bütün, hep, tamamen

HER DEM : Turkish Risale

f. Her zaman, her dakika. Dâimâ

HER DEM TAZE : Turkish Risale

Parlaklık ve tazeliğini dâima muhafaza eden. * Mc: Daima genç görülen, gençliğe heveskâr

HER' : Turkish Risale

şiddet. * Etin iyi pişmesi

HER'A : Turkish Risale

Küçük bir canavar. * Erkeğiyle muhalata ettiğinde şevkinin şiddetinden hemen inzal eden kadın

HER-AYİNE : Turkish Risale

f. Mutlaka, elbette. Behemehal, zaruri, herhalde

HER-BAR : Turkish Risale

f. Her defa, her kere

HER-CA : Turkish Risale

f. Her yer

HER-ÇEND : Turkish Risale

f. Her ne kadar. Her ne zaman

HERAB : Turkish Risale

Kaçmak, firar etmek

HERAS : Turkish Risale

Dikenli ağaç

HERAVE (HİRAVE) : Turkish Risale

Ağır, yoğun asâ (baston)

HERC : Turkish Risale

f. Karışıklık

HERC Ü MERC : Turkish Risale

f. Darmadağınık. Karmakarışık. Allak bullak

HERCAN : Turkish Risale

Uzun ve kalın olan şey. * Hayvanın yab yab yürümesi

HERCAÎ : Turkish Risale

(Hercâyî) Her yerde bulunur, kendine mahsus belirli bir yeri bulunmayan. Serseri, derbeder. * Kararsız, sebatsız, vefasız, dönek, mütelevvin

HERCELE : Turkish Risale

Karışık yürümek

HERCÂYÎ MENEKŞE : Turkish Risale

Bir cins menekşe

HERD : Turkish Risale

Deve kuşunun dişisi. * Yarmak. * Kat'etmek, kesmek

HEREB : Turkish Risale

Kaçma, firar. * şiddetli üzüntü, keder

HEREC : Turkish Risale

Sıcaklığın fazlalığından devenin gözünün kararması

HEREK : Turkish Risale

Asmaları, fidanları, fasulye gibi tırmanıcı nebatları bağlamak için yanlarına dikilen sırık, değnek

HEREM : Turkish Risale

Kocamak, yaşlanmak, ihtiyar olmak. * Mısır'da firavunlar zamanından kalmış piramit şeklindeki mezarların beheri. * Geo: Mahrutî şekil, piramit