Turkish
HINAÎ : Turkish Risale
Kına satan, kınacı
HINC : Turkish Risale
Her nesnenin aslı. * Meyl ettirmek, eğmek, yöneltmek
HINCAHINÇ : Turkish Risale
Ağzına kadar ve tıka basa dolu. Dopdolu. (Bu tabir bir yer veya taşıt için kullanılır.)
HINCER : Turkish Risale
(C.: Hanâcir) Hançer
HINDELİS : Turkish Risale
Ağır yürüyüşlü deve
HINDİS : Turkish Risale
(C.: Hanâdis) Katı karanlık
HINEZKAR : Turkish Risale
Kısa boylu kişi
HINN : Turkish Risale
Cinden bir tâife
HINNA : Turkish Risale
Kına. Saça, sakala veya kadınların, parmaklarının uçlarına sürdükleri sarımtırak pembe boya ve bunun esası olan toz
HINNAB : Turkish Risale
Uzun boylu
HINNUS : Turkish Risale
(C.: Hanânis) Hınzır eniği
HINS : Turkish Risale
Bâtıldan hakka veya haktan bâtıla meyletmek. Yeminini bozmak. Günah
HINS-I YEMİN : Turkish Risale
Yemininde durmayıp bozmak. Nakz-ı ahd da denir
HINSIR : Turkish Risale
Küçük parmak. Serçe parmak
HINSÎR : Turkish Risale
Alçak, soysuz, âdi
HINTA : Turkish Risale
Buğday
HINTAR : Turkish Risale
Çok acıkmak
HINYE : Turkish Risale
Yay
HINZAB : Turkish Risale
Kısa boylu. * Yaban havucu
HINZIB (HUNZEB) : Turkish Risale
Kokmuş et parçası. Bir lâkap
HINZIR : Turkish Risale
(C.: Hanâzır) Domuz. (Beğenilmeyen birisine hakaret için mecazen söylenir.) * Pis ve katı kalbli kimse
HINZÎRE : Turkish Risale
(C.: Hınzırât) Hileci ve fitnekâr kadın. * Dişi domuz
HINZÎZ : Turkish Risale
(C.: Hanâzız) Enenmemiş veya enenmiş erkek davar
HINZİMAN : Turkish Risale
Cemaat, topluluk. * Taife
HINZİYAN : Turkish Risale
Faydasız ve mânasız sözler konuşan
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani