Turkish
HUNZÜBA' : Turkish Risale
Kuru. * Yellengen böceği
HUNÇEGÂN : Turkish Risale
f. Kendisinden kan akan
HUNÎ : Turkish Risale
f. Kanlı, kan dökmeye meyilli
HUNÎN : Turkish Risale
f. Kana bulanmış, kanlı
HUNÜK : Turkish Risale
f. Ne güzel! Ne hoş! Ne mutlu!
HUNİ : Turkish Risale
yun. Dar ağızlı kaplara sıvı dökmeye yarayan; ve yukarı kısmı genişçe, aşağı kısmı dar olan âlet
HUR : Turkish Risale
f. Güneş. * Yiyecek şey
HUR' : Turkish Risale
(C.: Hurü') Kuş tersi, necis
HUR-İ ÎN : Turkish Risale
Cennet'te âhu gözlü çok güzel kızlar. (Bak: Huri)
HURA' : Turkish Risale
Devenin delirmesi
HURAC : Turkish Risale
Tıb: Bedenin çeşitli yerlerinde çıkan çıbanlar
HURACE : Turkish Risale
Çıban. * İrinlenme
HURAFAT : Turkish Risale
(Hurafe. C.) Aslı esası olmayan, bâtıl rivayetler. Bâtıl inanışlar. Hurafeler
HURAFE : Turkish Risale
Uydurma, bâtıl inanış. Masal. Efsane. Yalan hikâye
HURAFE-VARÎ : Turkish Risale
f. Hurafeye benzer. Hurafe gibi uydurulmuş
HURAK(A) : Turkish Risale
Kav dedikleri nesne. * Tuzluk
HURAN : Turkish Risale
(Hur. C.) f. İri gözlü. * Cennet kızları
HURAŞE : Turkish Risale
Ufak parça, küçük şey
HURBE : Turkish Risale
(C.: Hureb) Kalça kemiğinin deliği. * Her yuvarlak delik
HURC : Turkish Risale
Uzun dişi deve
HURCÜL : Turkish Risale
Uzun
HURD : Turkish Risale
f. Küçük. Ufak. İnce. * Kırık. * Ehemmiyetsiz, önemsiz
HURD U HÂB : Turkish Risale
Yiyecek ve uyku
HURD Ü MÜRD : Turkish Risale
f. Parça parça. Ufak tefek kimse
HURDA : Turkish Risale
(Bak: Hurde)
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani