Multilingual Turkish Dictionary

Turkish

Turkish
HİBRİR : Turkish Risale

(C.: Habârîr) Dağ çiçeği

HİBRİYYE : Turkish Risale

Kepek

HİBRİZİYY : Turkish Risale

Acem askerlerinden şanlı bir süvârinin adı

HİBS : Turkish Risale

Suyun aktığı yöne konan ve içinde su biriken ağaç veya taş

HİBT : Turkish Risale

(Bak: Hebt)

HİCA : Turkish Risale

Akıllı. * Münasib, lâyık

HİCA' : Turkish Risale

Hicvetme, yerme. Birisi hakkında alay eder tarzda yazılar yazma

HİCAB : Turkish Risale

Perde. Örtü. Hâil. * Utanma. Kendini kusurlu bilip insanlar arasından çekilmek. * Men'etmek. * Allah ile kul arasındaki perde. * Setretmek. Gizlemek

HİCAB-AVER : Turkish Risale

f. Hicab verici, utandırıcı

HİCAB-I EBR : Turkish Risale

Bulut perdesi

HİCAB-I HÂCİZ : Turkish Risale

(Hicab-ı sadr) Tıb: Göğüs ile karın uzuvlarını birbirinden ayıran perde, zar. Diyafram

HİCAB-I KALB : Turkish Risale

Kalbin boşlukları arasındaki zarların her biri

HİCAB-I MEŞİMÎ : Turkish Risale

Rahim zarı. Ana rahminde cenini saran zar

HİCAB-I MÜSTABTIN : Turkish Risale

Tıb: Plevra

HİCAB-I ÇİHRE : Turkish Risale

Yüz örtüsü

HİCABAT : Turkish Risale

(Hicab. C.) Perdeler. * Tılsımlar

HİCABET : Turkish Risale

Kapıcılık. Perdecilik. * Teşrifatçılık, mabeyncilerin mesleği. Saray memurluğu. * Ortaçağ islâm devletlerinde vezirlik. * Kâbe perdeciliği

HİCABÎ : Turkish Risale

Zar ve perde ile alâkalı ve ona müteallik. Perde ve örtüye âit. * Mahcub. Utangaç

HİCAC : Turkish Risale

Hüccet, delil, senet göstererek muaraza ve mübahase eylemek. * Tıb: Göz çukuru ve kaş kemiği

HİCAL : Turkish Risale

(Hecl. C.) Uçurumlar, derinlikler, yarlar, çukurlar

HİCAM : Turkish Risale

Hayvanlara takılan ağızlık

HİCAME : Turkish Risale

Deve ağzına ısırmasın diye takılan ağızlık

HİCAN : Turkish Risale

İyi, kerim kimse. * Güzel ve beyaz deve

HİCAR : Turkish Risale

Aygır atın ön ayağını arka ayağının birisine sağlamak. * Devenin ayağını bileğinden semer ağacına bağladıkları ip

HİCARE : Turkish Risale

(C.: Hıcer) Su üstünde olan kabarcık. * Taş