Multilingual Turkish Dictionary Turkish

KOZMOPOLİT : Turkish Risale

Fr. Her yabancı şeye karşı alâka gösteren, milliyet duygularından mahrum kimse. * Çeşitli milletlerden insanları içine alan

KOZMOĞRAFYA : Turkish Risale

yun. Yıldızların yerlerinden ve hareketlerinden bahseden ilim. Felekiyyat. İlm-i hey'et

KOÇ YİĞİT : Turkish Risale

Güçlü kuvvetli, bahadır, gözünü budaktan sakınmaz, cengâver

yun. Tenkid. Sıkışık durum, sıkıntılı. * Tıb: Hastalığın en kötü zamanı.KRUVAZÖR
Fr. Daha ziyade toplarla mücehhez açık denizlerde emniyeti te'min etmek ve konvoyları korumakla vazifeli süratli harp gemisi

KU'BERE : Turkish Risale

Bileği meydana getiren iki kemiğin küçüğü

KU'KU' : Turkish Risale

Alaca renkli, uzun gagalı bir büyük kuş

KUAL : Turkish Risale

Üzüm çiçeği

KUAS : Turkish Risale

Bir hastalık (ki göğüsü tutar.)

KUB : Turkish Risale

f. "Vuran, vurucu, döven" mânâlarına gelir ve birleşik kelimeler yapılır. Meselâ: (Leked-kub: Tekme vuran)

KUBA' : Turkish Risale

Hınzır avazı. * Büyük ölçek

KUBAA : Turkish Risale

Serçe gibi küçük bir alaca kuşun adı. * Avcıların giydiği hırka

KUBAKIB : Turkish Risale

Acele eden kimse, aceleci.* Bir yıldan sonra olan yıl

KUBALE : Turkish Risale

Mukabele. * Kapı önü

KUBAN : Turkish Risale

(Kub. C.) f. Vurucular, dövücüler. * Vurarak, döverek mânâlarına gelir ve birleşik kelimeler yapılır

KUBB : Turkish Risale

Kürk

KUBBE : Turkish Risale

Yarım küre şeklinde yapılan bina damı

KUBBE ALTI : Turkish Risale

Tar: Topkapı Sarayı'nda başta sadrazam olmak üzere devlet adamlarının ve vezirlerin toplanıp devlet işlerini görüştükleri yer

KUBBE-NİŞİN : Turkish Risale

f. İstanbulda Topkapı Sarayı'nda Kubbealtı denen yerde toplanan kabine üyeleri denebilecek toplantıya katılan vezirlerin herbiri

KUBBE-İ HADRÂ : Turkish Risale

Yeşil kubbe

KUBBE-İ KANEK : Turkish Risale

Ağzın tavanı. Damak

KUBBE-İ MİNA : Turkish Risale

Gökyüzü. Gök kubbesi

Turkish