BANKA
BANKA : Azerbaijani English Dictionary
i.
jar, pot; [dəmirdən] tin; mürəbbə bankası jam jar, jam pot
tib. cupping-glass; banka qoymaq to apply cupping-glass [to]
BANKA : Turuz Farsca - Türkce
saxlo saxlu. saxlanan yer
BANKÄ : Azerbaijani Explanatory Dictionary
is. [pol.]
Silindrşekilli şüşe ve ya saxsı qab. Qəfəslərə yığılmış şüşə ban-kalardakı saçaqlı konfetləri
. siçanlar darmadağın etmiş(di). H.Sarabski. Banka-nın ağzı açılanda ətir qoxusu evi başına götürdü. Ə.Haqverdiyev.
Konservleşdirilmiş memulat üçün dai-revi teneke qab (et, balıq konservlerinin qabı).
is. tib. Xestelerin küreyine qoyulan armudşekilli şüşe qab. Bankalardan sonra dalım bərk ağrıyır.
.Indi sizə bir balaca da soyuqdəymənin qabağını almaq üçün banka qoymaq lazımdır. S.Rehimov.
BANKA : Azerbaijani Explanatory Dictionary
is. [holl.] Qayıqda avarçekenler üçün qoyulmuş oturacaq.
BANKA : Az Turkish Farsi
ا.[لهستانی] بانکه. غرابه. تنگ. بادکش. ظرف شیشهای دهان گشاد برای شیرینی یا آجیل یا هر چیز دیگر. در زبان روسی نیز با همین تلفظ و به معنای ظرف سفالی کوچک و ظرف دهان گشاد سفالی کاربرد دارد
BANKA : Turkish Turkish
faizle para alıp veren kredi, iskonto, kambiyo işlemleri yapan, kasalarında para, değerli belge, eşya saklayan ve daha başka ekonomik etkinliklerde bulunan kuruluş
BANKA : Turkish Turkish
ankacılık işlemlerinin yapıldığı yer
BANKA : Turkish Turkish
elli bir değerin biriktirildiği yer
BANKA : Turkish Risale
İtl. Faizle para alıp veren, kredi, iskonto, kambiyo işlerini gören ticari kuruluş.Faiz dinimizde günahtır. Bankalar dar gelirlilerin paralarını faiz karşılığı toplar, zenginlere daha yüksek faizle verir. Bunlar dar gelirlilerin tasarruf ettikleri paralarla bir iş yeri açar, bir mal üretir ve bu malın fiatına, ödedikleri faizi de ekliyerek paranın asıl sahibine satarlar. Böylece bankada faiz karşılığı para yatıran dar gelirliler, kendi paralarıyla üretilen bu malları satın almakla kendi aldıkları faizden daha fazlasını yani zenginin bankaya ödediği faizi ödemiş olurlar. Hem bankacıyı, hem banka ile iş yapan ticaret erbabını kendi paralarıyla çalışmadan zengin etmiş, fiatlarını yükseltmesine ve dar gelirlilerin zulme uğramasına âlet olmuş olurlar.İslâma uygun olan; iş ortaklığıdır. İş adamı paralarını kullandığı insanları, paraları ölçüsünde işine ortak yapmalı, kârını da zararını da buna göre bölüşmelidir. Böyle olursa hem fiatlar yükselmez, hem de bir kısım insanlar zenginleşirken, diğerleri fakirleşmez
BANKA : Ottoman Turkish
"İtl. Faizle para alıp veren, kredi, iskonto, kambiyo işlerini gören ticari kuruluş.Faiz dinimizde günahtır. Bankalar dar gelirlilerin paralarını faiz karşılığı toplar, zenginlere daha yüksek faizle verir. Bunlar dar gelirlilerin tasarruf ettikleri paralarla bir iş yeri açar, bir mal üretir ve bu malın fiatına, ödedikleri faizi de ekliyerek paranın asıl sahibine satarlar. Böylece bankada faiz karşılığı para yatıran dar gelirliler, kendi paralarıyla üretilen bu malları satın almakla kendi aldıkları faizden daha fazlasını yani zenginin bankaya ödediği faizi ödemiş olurlar. Hem bankacıyı, hem banka ile iş yapan ticaret erbabını kendi paralarıyla çalışmadan zengin etmiş, fiatlarını yükseltmesine ve dar gelirlilerin zulme uğramasına âlet olmuş olurlar.İslâma uygun olan; iş ortaklığıdır. İş adamı paralarını kullandığı insanları, paraları ölçüsünde işine ortak yapmalı, kârını da zararını da buna göre bölüşmelidir. Böyle olursa hem fiatlar yükselmez, hem de bir kısım insanlar zenginleşirken, diğerleri fakirleşmez."
BANKA : Turkish English Hukuk
ank
BANKA : Turkish German
Bank
BANKA : Turkish French
anque [la]