Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
MAKE HEAVY WEATHER : English Turkish Redhouse

yalpa vurmak, yalpalamak.
zorluk çıkarmak

MAKE INROADS ON : English Turkish Redhouse

-de gedik açmak;
i azaltmak: make inroads on one's budget bütçede gedik açmak. make inroads on one's time zamanını azaltmak

MAKE INTO : English Turkish Redhouse

-e dönüştürmek, durumuna getirmek

MAKE IT : English Turkish Redhouse

konuşma dili
yetişmek, zamanında varmak.
başarmak.
hayatta başarılı olmak; köşeyi dönmek

MAKE IT SNAPPY! : English Turkish Redhouse

konuşma diliÇabuk ol!

MAKE IT TO THE FINALS : English Turkish Redhouse

finale kalmak

MAKE LIFE MISERABLE FOR : English Turkish Redhouse

(birine) çok çektirmek, (birinin) ensesinde boza pişirmek

MAKE LIGHT OF : English Turkish Redhouse

-e önem vermemek,
i hafife almak

MAKE LIKE : English Turkish Redhouse

argotaklidini yapmak

MAKE LITTLE OF : English Turkish Redhouse

-i küçümsemek,
i önemsememek

MAKE LOVE : English Turkish Redhouse

sevişmek, aşk yapmak

MAKE MENTION OF : English Turkish Redhouse

-i anmak,
in sözünü etmek

MAKE MERRY : English Turkish Redhouse

eğlenmek

MAKE MINCEMEAT OF : English Turkish Redhouse

-i paramparça etmek

MAKE MUCH OF : English Turkish Redhouse

-e çok önem vermek

MAKE NO BONES ABOUT : English Turkish Redhouse

açıkça söylemek

MAKE NO BONES OF IT : English Turkish Redhouse

bir işi duraksamadan hemen yapmak, duraksamamak, tereddüt etmemek.
saklamamak, açıkça itiraf etmek

MAKE NOISES ABOUT : English Turkish Redhouse

-den bahsetmek

MAKE NOTHING OF : English Turkish Redhouse

e önem vermemek.
i anlayamamak

MAKE OF : English Turkish Redhouse

den anlamak: What do you make of this? Bundan ne anlıyorsunuz?
e anlam vermek: I couldn't make anything of his behavior. Onun davranışına hiçbir anlam veremedim

MAKE OFF : English Turkish Redhouse

sıvışmak, kaçmak

MAKE OFF WITH : English Turkish Redhouse

aşırmak, çalıp kaçmak

MAKE ONE'S BLOOD BOIL : English Turkish Redhouse

çok kızdırmak, çok öfkelendirmek, kanına dokunmak

MAKE ONE'S BLOOD RUN COLD : English Turkish Redhouse

tüylerini ürpertmek

MAKE ONE'S DEPOSITION : English Turkish Redhouse

yeminle yazılı ifade vermek