English Turkish
CAME IN LATE : English Turkish
geç gelme, belirlenen zamandan sonra gelme
CAME IN PREPARED : English Turkish
hazırlıklı gelme, hazır olma, hazırlıklı olma
CAME IN THROUGH THE BACK DOOR : English Turkish
yasadışı veya yetkisiz şekilde birşeyler yapma
CAME INTO FORCE : English Turkish
geçerli olma, etkin bir duruma gelme, etkili olma
CAME INTO HIS OWN : English Turkish
hakettiğini alma, ona uygun olanı alma
CAME INTO OPERATION : English Turkish
çalışmaya başlama, faaliyete başlama, harekete girişme
CAME INTO THE OPEN : English Turkish
açığa çıkma, saklandığı yerden çıkma
CAME LATE : English Turkish
gecikme ile ulaşma, beklenenden daha geç gelme
CAME LIKE A SHOT : English Turkish
herşeyin bir anda olması, gökten düşme, yıldırım gibi çarpma
CAME OF AGE : English Turkish
kendi fikirlerine sahip olma, olgunlaşma ve kişisel bir kimlik geliştirme
CAME ON THE HEELS OF : English Turkish
hemen arkasından gelme, doğrudan doğruya takip etme
CAME ON TIME : English Turkish
elirlenen zamanda gelme, tam zamanında ulaşma
CAME ON TO HER : English Turkish
onunla flört etme, ona kur yapma, onu baştan çıkarma
CAME OUT : English Turkish
dışarı çıkma; kendinin bir homoseksüel olduğunu ifşa etme; ortaya çıkmaya karar verme, ortaya çıkma veya tanıtma, maskesini çıkarma, dışarı çıkmaya karar verme, kendini gözler önüne sermeye karar verme, kendini tanımlama, toplum içerisinde görünme
CAME OUT AGAINST : English Turkish
-'e karşı duygularını ifade etme,
'a karşı olduğunu ifade etme
CAME OUT OF HIS DEPRESSION : English Turkish
melankolisinden kurtulma, neşelenme
CAME OUT OF HIS SHELL : English Turkish
kabuğundan dışarı çıkma, utangaçlığı bırakma, sosyal olmaya başlama, kendini gözler önüne sermeye başlama
CAME OUT OF IT : English Turkish
-'dan kaçma, başarılı bir şekilde bırakma,
'dan kurtulma
CAME OUT OF THE BLUE : English Turkish
gökten düşme, aniden görünme, aniden ortaya çıkma
CAME OUT OF THE CLOSET : English Turkish
homoseksüel olduğunu gözler önüne serme, homoseksüelliğini açıklama
CAME OUT WITH HIS TAIL BETWEEN HIS LEGS : English Turkish
kahraman olarak gitme ama ödlek çıkma, gürleyerek gitme fakat sessiz dönme
CAME OUT WITH NOTHING : English Turkish
malsız mülksüz ortada bırakma
CAME OUTSIDE : English Turkish
vajinanın dışına püskürtme, vajinadan dışarı fırlama, dışarı boşalma
CAME OVER HIM : English Turkish
onun başına gelme, ona olma
CAME RUNNING OUT OF : English Turkish
heyecanla dışarı fırlama, hızla koşarak uzaklaşma
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani