Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
CAMP DAVID ACCORDS : English Turkish

Camp David Anlaşması, Camp David'de (ABD) 1979 yılında İsrail ile Mısır arasında imzalanmış olan barış anlaşması

CAMP FEVER : English Turkish

tifo, karahumma

CAMP FIRE : English Turkish

kamp ateşi, bir kamp yerinde ısınmak veya yemek pişirmek için yakılan ateş, açıkta yakılan ateş

CAMP FOLLOWER : English Turkish

orduyu takip eden fahişe veya yardakçı, parti taraftarı, sempatizan

CAMP FOR DISPLACED PERSONS : English Turkish

mülteci kampı, kendi ülkelerinden veya evlerinden uzaklaştırılmış insanlar için geçici iskan yerleri

CAMP GIRL : English Turkish

n. izci kız

CAMP IT UP : English Turkish

v. kadınsı ve yapmacıklı davranmak (erkek), bayağı davranmak (erkek)

CAMP MEETING : English Turkish

n. dini toplantı, çadırda veya açık havada yapılan dini toplantı, toplantılar serisi

CAMP OUT : English Turkish

ir çadırda uyumak; kamp yapmak, bir süre zaman geçirmek için açık havaya gitmek

CAMP PENDLETON : English Turkish

n. ABD Deniz Birlikleri'nin güneybatı California'daki (ABD) üssü

CAMP SITE : English Turkish

n. kamp yeri, kamp yapmak için uygun alan, kamp alanı

CAMPAGNA : English Turkish

n. bir soyadı

CAMPAGNA : English Turkish

n. Roma'yı (İtalya) çevreleyen alçak düz topraklar; ova, düz arazi

CAMPAGNOL : English Turkish

n. tarla faresi, çayır faresi

CAMPAIGN : English Turkish

n. sefer; kampanya; seferberlik, mücâdele, savaş

CAMPAIGN : English Turkish

v. kampanyaya katılmak; adaylığını koymak; sefere çıkmak, mücâdele vermek, savaşmak

CAMPAIGN FINANCE : English Turkish

siyasi bir kampanyanın desteklenmesi (katılımcılardan, destekçilerden vb. alınan paralarla)

CAMPAIGN FINANCE REFORM : English Turkish

politik kampanyaların kaynak artırımı ve harcamalarını düzenleyen kanun değişikliği

CAMPAIGN HAT : English Turkish

genellikle asker veya polis üniformalarının bir parçası olarak giyilen geniş siperlikli şapka

CAMPAIGN ISSUE : English Turkish

ir kampanya esnasında sık sık adres gösterilen politik veya sosyal mesele

CAMPAIGN PLEDGE : English Turkish

kampanya vaadi, bir kampanya esnasında siyasi bir aday tarafından verilen spesifik bir söz

CAMPAIGN PROMISE : English Turkish

kampanya sözü, kampanyası esnasında bir siyasi aday tarafından yapılan spesifik vaat

CAMPAIGN SCHEDULE : English Turkish

kampanya programı, politik bir kampanya ile alakalı tüm aktivitelerin izleyeceği yol (ör. konuşmalar, tartışmalar, televizyon röportajları, spesifik yerleri ziyaret, vb.)

CAMPAIGN SPEECH : English Turkish

ir seçimde yarışan bir adayın vaat ve sözlerini söylediği konuşma

CAMPAIGN STOP : English Turkish

siyasi bir adayın ziyaret ettiği yer (toplantı düzenlemek, toplanmak veya oyverenlerle buluşmak için gidilen yerler gibi)