Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
CAMPHORATE : English Turkish

n. kafurdan (hoş kokulu reçine türü) damıtılan madde

CAMPHORATE : English Turkish

v. kafur (hoş kokulu reçine türü) emdirmek, kafura bulamak

CAMPHORATED : English Turkish

adj. kâfur, kâfurlu

CAMPHORATED OIL : English Turkish

kafur yağı ve pamuk çekirdeği yağı içeren yağlı karışım

CAMPHORIC : English Turkish

adj. kafur (hoş kokulu reçine türü) içeren

CAMPHORWOOD : English Turkish

n. kokulu bir tür yumuşak ağaç

CAMPILY : English Turkish

adv. yapay/suni bir şekilde; gülünç bir şekilde

CAMPIMETER : English Turkish

n. görüş sahasını ölçen cihaz (Optamoloji)

CAMPINESS : English Turkish

n. yapaylık, sunilik, komiklik

CAMPING : English Turkish

n. kamp, kamping, kamp yapma

CAMPING GROUND : English Turkish

n. kamp yeri

CAMPING SITE : English Turkish

kamp yeri, kamp bölgesi

CAMPION : English Turkish

n. bir tür karanfil

CAMPLE : English Turkish

v. tartışmak, çekişmek, kavga etmek

CAMPO : English Turkish

n. Güney Amerika'da her yana yayılmış küçük ağaçlar ve çalılarla çimen kaplı geniş düzlük; kırsal bölge; İspanyol veya İtalyan kasabasının meydanı

CAMPOREE : English Turkish

n. izci topluluğu

CAMPOS : English Turkish

n. (kampüs ve polis kelimelerinin kombinasyonu) Rice Üniversitesi'nin (William Marsh Rice Institute tarafından kurulan ve 1912 yılında Houston, Teksas'ta açılan) kampüsünde güvenliği sağlayan ve devriye gezen polis gücü

CAMPS CHAIR : English Turkish

n. portatif sandâlye

CAMPSITE : English Turkish

n. kamp bölgesi, kamp yeri

CAMPSTOOL : English Turkish

n. küçük portatif katlanabilir sandalye

CAMPUS : English Turkish

n. kampus, okul arazisi

CAMPY : English Turkish

adj. yapmacık, adi

CAMPYLOBACTER : English Turkish

n. insanlarda besin zehirlenmesine ve çiftlik hayvanlarında ani düşüklere sebep olan bakteri türü

CAMSHAFT : English Turkish

n. kam mili, kamın takılı olduğu şaft

CAMSTONE : English Turkish

n. kireçtaşı (Jeoloji)