Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
CAMISADO : English Turkish

n. (Arkaik) gece taarruzunda dostu düşmandan ayırt edebilmek için askerlerin üniformaları üzerine giydikleri penye; "camisados" giyen askerlerce yapılan gece baskını

CAMISARD : English Turkish

n. 18'inci yüzyılın başlarında XIV. Louis'e karşı isyan etmiş olan Fransız bir Protestan

CAMISOLE : English Turkish

n. kadın geceliği, kadın iç gömleği, kaşkorse, kısa sabahlık

CAMISTER : English Turkish

n. rahip (eski İngiliz argosu)

CAMLAAN : English Turkish

n. Kral Arthur'un yeğeni Mordred tarafından ölümcül bir yara aldığı muharebe alanı

CAMLET : English Turkish

n. ipek veya devetüyünden kumaş, ipek veya devetüyünden pelerin

CAMMED : English Turkish

adj. hilebaz, dürüst olmayan; kaypak, dönek, dolambaçlı, aldatıcı

CAMMOCK : English Turkish

n. uzun sert ve kıvrımlı kökleri olan bitki türü (Botanik); sopa/bambu veya asa türü

CAMOMILE : English Turkish

n. papatya, sarı papatya, öküzgözü

CAMOMILE TEA : English Turkish

papatya çayı

CAMORRA : English Turkish

n. 1800'lerin başlarında Napoli'de (İtalya) kurulmuş olan ve şiddet ve şantaj uygulamalarıyla kötü namlı mafya benzeri bir gizli topluluk (Benito Mussolini'nin 1922'de iktidara gelmesinden sonra bastırıldı ve çökertildi)

CAMOTE : English Turkish

n. tatlı patates

CAMOUFLAGE : English Turkish

n. kamuflaj, gizleme

CAMOUFLAGE : English Turkish

v. kamufle etmek, gizlemek

CAMOUFLAGE COLORS : English Turkish

kamuflaj renkleri, kimliğini gizlemeye kılık değiştirmeye yarayan renkler, arka fonla kaynaşan renkler

CAMOUFLAGE NET : English Turkish

kamuflaj modeli ile basılmış ince kumaş

CAMOUFLAGER : English Turkish

n. kamuflaj yapan kimse, kimliğini saklamak/kılık değiştirmek suretiyle gizlenen kimse

CAMOUFLET : English Turkish

n. yüzeyi parçalamayan fakat bir gaz ve duman bulutu oluşturan bir bomba veya bir mayın tarafından gerçekleştirilen yeraltı patlaması; bu tür patlamaların oluşturduğu boşluk yada cep; buna benzer yeraltı patlamaları için kullanılan mayın yada bomba

CAMOUFLEUR : English Turkish

n. kamuflajcı, kamuflaj yapan kimse, kimliğini saklamak/kılık değiştirmek suretiyle gizlenen kimse

CAMP : English Turkish

n. kamp, konak yeri, ordugâh, ortak görüşle bir araya gelen topluluk

CAMP : English Turkish

v. kamp kurmak, kamp yapmak, konaklamak, kampa yerleştirmek; ilgi çekmek için dikkat çekici giyinmek; adileştirmek, bayağılaştırmak

CAMP : English Turkish

adj. kamp; adi; bayağı, gülünç, aşırı; homoseksüel, eşcinsel; yapmacık davranışları olan

CAMP BED : English Turkish

kamp yatağı, portatif karyola

CAMP CHAIR : English Turkish

kamp sandalyesi, katlanır sandalye

CAMP DAVID : English Turkish

n. orta Maryland'de (ABD) 1942 yılında Başkan Franklin Delano Roosevelt tarafından kurulmuş olan Birleşik Devletler Başkanı'nın kırsal dinlence yeri