Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
CANNIBALEAN : English Turkish

adj. yamyamlıkla alakalı

CANNIBALIC : English Turkish

adj. yamyamlara ait

CANNIBALISATION : English Turkish

n. çıkma parça kullanımı, diğer makinalardaki parçaların yerine takmak üzere kullanılmış makina parçaları kullanımı; ürün yelpazesinde yeni bir ürün piyasaya sürüldüğünde varolan eski ürünün satışlarındaki kayıp (ayrıca 'cannibalization')

CANNIBALISE : English Turkish

v. aynı türdeki bir ekipmandan diğer ekipmanı tamir etmek için parça alarak kullanmak, bir makinadan diğerini tamir etmek için parçalar almak; insan eti yemek; yamyamlık uygulaması yapmak, yamyamlaşmak; elzem malzemelerden yoksun bırakmak; (İşletme) diğer ürün ve şirketlere karşı kazanç sağlamak için kadro veya malzeme azaltmak (ayrıca cannibalize)

CANNIBALISH : English Turkish

adj. kana susamış, vahşi

CANNIBALISM : English Turkish

n. yamyamlık

CANNIBALISTIC : English Turkish

adj. yamyam gibi

CANNIBALISTICALLY : English Turkish

adv. yamyamca

CANNIBALITY : English Turkish

n. cannibalism, insan eti yeme

CANNIBALIZATION : English Turkish

n. çıkma parça kullanımı, diğer makinalardaki parçaların yerine takmak üzere kullanılmış makina parçaları kullanımı; ürün yelpazesinde yeni bir ürün piyasaya sürüldüğünde varolan eski ürünün satışlarındaki kayıp (ayrıca 'cannibalisation')

CANNIBALIZE : English Turkish

v. kullanılmış parça takmak, parça almak

CANNIE : English Turkish

adj. nazik, sakin; ihtiyatlı, dikkatli

CANNIKIN : English Turkish

n. içinden içmek için kullanılan küçük konserve kutu; tahta kova (ayrıca canikin)

CANNILY : English Turkish

adv. zekice; nüktedan bir tarzda

CANNINESS : English Turkish

n. açık gözlülük; hazırcevaplık

CANNING : English Turkish

n. konserveleme, kutulama, konserve yapma

CANNING FACTORY : English Turkish

n. konserve fabrikası

CANNON : English Turkish

n. bombardıman silahı, mil, top; karambol (bilardo); incik kemiği

CANNON : English Turkish

v. topa tutmak, bombardıman etmek, karambol yapmak, çarpmak, çarpışmak

CANNON BALL : English Turkish

gülle, çok sert şut, top mermisi

CANNON BONE : English Turkish

incik kemiği

CANNON CALIBER : English Turkish

topun kalibresi, top namlusunun genişliği/çapı

CANNON FIRE : English Turkish

top ateşi, topla yapılan atış

CANNON FODDER : English Turkish

harpte harcanan erler, ölmeye giden askerler

CANNON SHOT : English Turkish

n. top ateşi, top menzili