Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
CASUAL LOOK : English Turkish

sıradan görünüm, resmi olmayan görünüm, spor tarzında kıyafet

CASUAL MEETING : English Turkish

tesadüf karşılaşma, kazara karşılaşma

CASUAL WEAR : English Turkish

n. gündelik giysi, rahat kıyafet

CASUAL WORK : English Turkish

geçici iş, ara sıra olan işler

CASUAL WORKER : English Turkish

n. geçici işçi, geçici olarak işe alınmış çalışan

CASUALISATION : English Turkish

n. daimi işçilerin geçici işçilerle yer değiştirmesi, tam zamanlı ve daimi çalışanlardan serbest çalışma pozisyonuna geçme süreci; işte daha sıradan bir atmosfere geçme trandi (ayrıca casualization)

CASUALIZATION : English Turkish

n. daimi işçilerin geçici işçilerle yer değiştirmesi, tam zamanlı ve daimi çalışanlardan serbest çalışma pozisyonuna geçme süreci; işte daha sıradan bir atmosfere geçme trandi (ayrıca casualisation)

CASUALIZE : English Turkish

v. daha sıradan yapmak; geçici bir işle yer değiştirmek

CASUALLY : English Turkish

adv. raslantı sonucu olarak, tesadüfen; gelişigüzel biçimde, sıradan, günlük, gündelik, üstünkörü, kaçamak

CASUALLY DRESSED : English Turkish

gelişigüzel giyinmiş, resmi olmayan bir biçimde giyinmiş, günlük kıyafetlerini giymiş (jeans, vb. gibi)

CASUALNESS : English Turkish

n. gelişigüzellik

CASUALTIES : English Turkish

n. zayiat (kaza), kayıplar, ölü sayısı

CASUALTIES COLLECTION POINT : English Turkish

zayiat toplama noktası, göreceli olarak bir savaş alanına yakın yaralıların toplanması ve tedavisi için kurulmuş korunaklı bölge

CASUALTY : English Turkish

n. kaza, felâket, yaralı, ölü, şehit

CASUALTY LIST : English Turkish

kayıplar listesi, zayiat listesi

CASUALTY RATE : English Turkish

kayıp oranı, ölü sayısı, ölümlerin miktarı

CASUALTY WARD : English Turkish

yaralılar koğuşu

CASUIST : English Turkish

n. ahlâk sorunlarını kafasına göre yorumlayan kimse, safsatacı

CASUISTIC : English Turkish

adj. ahlâk kuralları ile ilgili, safsatalı

CASUISTICAL : English Turkish

adj. ahlâk kuralları ile ilgili, safsatalı

CASUISTICALLY : English Turkish

adv. ahlâk kuralları ile ilgili olarak, safsatalı olarak

CASUISTICLY : English Turkish

adv. ahlâk kuralları ile ilgili, safsatalı olarak

CASUISTICS : English Turkish

n. ahlaki konular araştırması; yanlış mantık

CASUISTRY : English Turkish

n. vicdan muhasebesi, safsata

CASUS : English Turkish

n. olay; birleşik (Gramer); Latince "casus belli" ifadesinin bir parçası (savaş sebebi sayma, savaşa doğru gidiş)