English Turkish
CASTLES IN THE SAND : English Turkish
kumdaki kale, büyük ama hala kalıcı olmayan şey, geçici şey, sürekliliği olmayan şey
CASTLES IN THE SKY : English Turkish
gökyüzündeki şato, tatlı rüya ve fantaziler
CASTLING : English Turkish
n. rok yapma (satranç)
CASTOFF : English Turkish
adj. kullanılmış, ikinci el; atılmış
CASTOFF : English Turkish
n. kızağa çekilmiş kişi yada ıskartaya ayrılmış şey, reddedilmiş/dışlanmış kişi yada şey
CASTOFF CLOTHING : English Turkish
artık kullanılmayan elbise, ıskartaya ayrılmış elbise, istenmeyen giysiler; hırpani elbise
CASTOFFS : English Turkish
n. ikinci el kıyafet
CASTOR : English Turkish
n. kastor [ast.]; ikizler burcunun yıldızı; kunduz esansı, kunduz kürkü; hintyağı otu; dökme kabı veya şişesi (sirke, yag vb), tuzluk, biberlik, şekerlik
CASTOR AND POLLUX : English Turkish
n. Castor ve Pollux, (Yunan Mitolojisi) Zeus ve Leda'nın ikiz erkek çocukları
CASTOR BEAN : English Turkish
n. kastor yağı bitkisinin tohumu
CASTOR OIL : English Turkish
n. hintyağı
CASTOR OIL PLANT : English Turkish
n. dekoratif yaprakları ve kastor yağının kaynağı olan zehirli taneleri olan sütleğen ailesinden uzun bitki
CASTRAMETATION : English Turkish
n. bir ordu karargahının serilerek hazırlanması; kamp kurma faaliyeti
CASTRATE : English Turkish
v. hadım etmek; iğdiş etmek; kuvvetten düşürmek, kısırlaştırmak, sansürden geçirmek (kitap)
CASTRATION : English Turkish
n. hadım etme, iğdiş etme
CASTRATION ANXIETY : English Turkish
erkekliğini kaybetmekle ilgili bir erkek tarafından duyulan endişe (Sigmund Freud tarafından geliştirilen psikoanalitiksel terim)
CASTRATO : English Turkish
n. sesini kontralto veya soprano olarak koruması için bluğ çağından önce hadım edilmiş erkek soprano şarkıcı
CASTRATOR : English Turkish
n. hadım eden kimse, bir insanı veya hayvanı cinsel yönden aciz kılan kimse; hadım eden veya kısırlaştıran cihaz
CASTRIES : English Turkish
n. Saint Lucia'nın başkenti
CASTRO : English Turkish
n. bir soyadı; Fidel Castro (1927), 1957 yılında sosyalist bir devlet kurmuş olan Kübalı devrimci bir lider, Küba'nın eski Başbakanı (
1976) ve Devlet Başkanı (
2008)
CASTRUM : English Turkish
n. Roma askeri kampı
CASUAL : English Turkish
n. gündelik ayakkabı, gündelik giysi, geçici işçi, gündelikçi; yoksul kimse, doğada düzenli olarak görülmeyen (bitki)
CASUAL : English Turkish
adj. tesadüfen olan, rastlantı eseri, gelişigüzel, sıradan, geçici, gündelik; üstünkörü, kaçamak
CASUAL LABOR : English Turkish
n. gündelikçi
CASUAL LABORER : English Turkish
gündelikçi, geçici işçi
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani