English Turkish
CEMENTITIOUS : English Turkish
adj. betonla alakalı; betona benzer, beton karakteristiğinde olan
CEMENTLESS : English Turkish
adj. betonsuz, sıvasız
CEMENTUM : English Turkish
n. hbir dis kökünün sert dış yüzeyi
CEMETERY : English Turkish
n. şehitlik, mezarlık, kabristan
CEN : English Turkish
esas, ana, temel, baş; merkezde veya merkezin
CENDANT : English Turkish
n. New York merkezli bir Amerikan ortaklığı, sigorta ve mortgage servisleri tedarikçisi, pek çok seyahat şirketi ve emlakçılık ofislerinin dünya çapında acentesi
CENESTHESIA : English Turkish
n. bedensel his, bedensel algılama (Psikoloji)
CENOBITE : English Turkish
n. manastırda yaşayan tarikat üyesi
CENOBITIC : English Turkish
adj. manastırda yaşayan tarikat üyesi ile alakalı; keşişlerin dini mezhebi ile alakalı
CENOBITICAL : English Turkish
adj. manastırda yaşayan tarikat üyesi ile alakalı; keşişlerin dini mezhebi ile alakalı
CENOGENESIS : English Turkish
n. türünün karakteristiğini göstermeyen embriyonik gelişim (Biyoloji)
CENOGENETIC : English Turkish
adj. türünün karakteristiğini göstermeyen (Biyoloji)
CENOTAPH : English Turkish
n. temsili mezara dikilen taş, anıt mezar
CENOTAPH : English Turkish
n. londra'daki askeri anıt mezar
CENOTAPHIC : English Turkish
adj. anıt mezarla (bedeni bir başka yerde yakılan bir insan anısına dikilen anıt) alakalı
CENOZOIC : English Turkish
adj. Kainozoik çağla alakalı (en son jeolojik zaman)
CENOZOIC : English Turkish
n. Kainozoik, en son jeolojik zaman
CENOZOIC ERA : English Turkish
n. Senozoik Çağ, en yeni jeolojik devir
CENSE : English Turkish
v. tütsülemek, buhur yakmak
CENSER : English Turkish
n. buhurluk, tütsü kabı
CENSOR : English Turkish
n. sansürcü, sansür memuru, denetçi, mektup ve yazışmaları okuyan görevli (ordu, okul); bilinçaltını kontrol etme gücü
CENSOR : English Turkish
v. sansür uygulamak, sansürlemek
CENSORABLE : English Turkish
adj. sansürlenebilir; silinebilir veya bloke edilebilir
CENSORATE : English Turkish
n. kamu denetçisi, yayınlanan şeyleri kontrol eden kimse
CENSORIAL : English Turkish
adj. sansürle alakalı; kamu denetçisi (kamusal malzemeleri inceleyen ve sansürleyen kimse) ile alakalı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani