Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
COASTLINE : English Turkish

n. kıyı şeridi, sahil boyu

COASTS OF ISRAEL : English Turkish

İsrail sahilleri, İsrail kumsalları

COASTWARD : English Turkish

adv. sahile doğru

COASTWARDS : English Turkish

adv. sahile doğru

COASTWISE : English Turkish

adv. kıyı boyunca, kıyıdan

COASTWISE : English Turkish

adj. kıyı boyunca, kıyıdan

COAT : English Turkish

n. palto, manto, ceket; kaban, parka, kaput, post, tabaka, kat, örtü, kabuk

COAT : English Turkish

v. kaplamak, örtmek, sarmak, sürmek (boya/sıva)

COAT AND SKIRT : English Turkish

etek ceket, tayyör

COAT ARMOR : English Turkish

n. hanedan arması

COAT CHECK : English Turkish

n. vestiyer

COAT HANGER : English Turkish

n. elbise askısı

COAT OF ARMS : English Turkish

hanedan arması, armalı giysi, armalı kalkan

COAT OF DUST : English Turkish

toz tabakası

COAT OF MAIL : English Turkish

zırh, zırh elbise

COAT OF PAINT : English Turkish

oya katmanı

COAT STAND : English Turkish

n. portmanto

COAT TAIL : English Turkish

n. frak kuyruğu

COAT TAILS : English Turkish

n. frak kuyrukları

COAT TRAILING : English Turkish

adj. kışkırtıcı, tahrik edici

COAT WITH : English Turkish

v.
tabakası ile kaplamak

COATED : English Turkish

adj. giymiş, örtülü, kaplı, kaplanmış, sıvanmış, paslı (dil)

COATED PAPER : English Turkish

yüksek kalitede renkli baskı için özel kağıt

COATED PEANUTS : English Turkish

dışında bir kabuk olan fıstık

COATED PILL : English Turkish

kaplaması olan tablet ilaç (yutulmasını kolaylaştırmak için, daha iyi bir tat vermesi için, vb.)