Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
CO STARRING : English Turkish

n. başrol paylaşma

CO WORKER : English Turkish

iş arkadaşı, meslektaş

CO'S PARADE : English Turkish

subay geçişi, birlik komutanı/subay geçişi

CO-AUTHOR : English Turkish

ortak yazar, müşterek yazar, bir diğer yazarla işbirliği yapan yazar

CO-BRANDED : English Turkish

adj. (bir hizmet veya ürünün) iki veya daha fazla marka ismi altında pazarlanan

CO-EDUCATION : English Turkish

müşterek eğitim, aynı enstitüde iki cinsinde (kız, erkek) beraber eğitim görmesi

CO-EXISTENCE : English Turkish

yanyana ahenkli yaşam

CO-OPERATE : English Turkish

irlikte çalışmak

CO-OPERATION : English Turkish

eraber/birlikte çalışma

CO-OPERATIVE : English Turkish

grup çabasına ait, beraber çalışma ile alakalı

CO-OPT : English Turkish

v. bir üye olduğundan dolayı seçmek; emmek, abzorbe etmek; kendine maletmek, devralmak

CO-OPTATION : English Turkish

ir üye olarak seçme

CO-OPTION : English Turkish

ir üye olarak seçim

CO-OWNERSHIP : English Turkish

ortak sahiplik, paylaşılan iyelik, paylaşılan maliklik

CO-PARENT : English Turkish

n. diğer ebeveynle eşit manada çocuk/çocukların fiziksel ve yasal bakımını paylaşan ayrı yaşayan yada boşanmış ebeveynler

CO-PROCESSOR : English Turkish

n. yedek işlemci, yardımcı işlemci (Bilgisayar)

CO-RELATION : English Turkish

korelasyon, bağlılık, dayanışma; bağlantı; karşılıklı ilişki

CO-SIGNER : English Turkish

diğerleri ile birlikte bir döküman üzerinden şarkı söyleyen kimse, bir dökümandan okunan şarkıya katılımcı şarkıcı

CO-STAR : English Turkish

yardımcı oyuncu, başroldeki oyuncuyu destekleyen aktör

CO-VARIANCE : English Turkish

onların kendi anlamlarından iki rastgele değişkenin sapmasının üretilmesi (İstatistik)

CO. : English Turkish

n. "Company (Şirket)", şirket, ortaklık, firma

COACERVATION : English Turkish

n. birikim, yığın, toplanma

COACH : English Turkish

n. posta arabası, at arabası, fayton, otobüs, limuzin(Argo), çalıştırıcı, yolcu vagonu, ucuz tarifeli bölme; ekonomi klas; antrenör, koç; özel hoca

COACH : English Turkish

v. eğitmek, yetiştirmek, hazırlamak, özel ders vermek, antrenman yaptırmak, özel hocalık yapmak; araba ile gezmek

COACH AND FOUR : English Turkish

n. dört atla çekilen ve bir sürücüsü olan at/posta arabası