English Turkish
CLUNCH : English Turkish
n. (İngiliz İngilizcesi) sertleştirilmiş kil
CLUNG TO HIM : English Turkish
ona yakın duran, ona sadık olan, ona bağlı olan
CLUNIAC : English Turkish
n. 910 yılında doğu Fransa'da Cluny'de kurulmuş olan yenilenmiş Benedict düzeni üyesi
CLUNK : English Turkish
n. yumruk sesi, güm güm; sert bir nesnenin yere vururken çıkardığına benzer ses
CLUNK : English Turkish
v. yumrukla vurmak, güm güm ses çıkarmak
CLUNKER : English Turkish
n. külüstür araba, hurda araba
CLUNKY : English Turkish
adj. ağır, hantal, sakar, aksi, külfetli
CLUNY : English Turkish
n. ortadoğu Fransa'da bir kasaba; Alberta'da (Kanada) bir kasaba
CLUSTER : English Turkish
n. salkım, hevenk, demet, tutam, küme; oğul (arı); dizi
CLUSTER : English Turkish
v. demet haline gelmek, toplanmak, bir araya gelmek
CLUSTER BOMB : English Turkish
n. misket bombası benzeri bomba, etkiyi artırmak için bir dizi roketler fırlatan birçok küçük bombacık içeren bomba
CLUSTER OF BANANAS : English Turkish
ir sapta bir arada bulunan muzlar demeti
CLUSTER OF BOMBS : English Turkish
omba demeti, aynı anda bırakılan büyük sayıda bomba
CLUSTER OF BUILDINGS : English Turkish
inalar grubu, biri diğerine yakın çeşitli binalar
CLUSTER OF GRAPES : English Turkish
n. üzüm demeti
CLUSTER OF SPECTATORS : English Turkish
n. seyirciler demeti, izleyiciler grubu
CLUSTER PINE : English Turkish
n. alaçam
CLUSTER PROJECTILE : English Turkish
geniş bir alana hasar vermesine sebep olmak için tasarlanmış bir dizi patlayıcı taşıyan füze veya roket
CLUSTER ROUND : English Turkish
v. çevresinde toplanmak
CLUSTER SAMPLING : English Turkish
(İstatistik) bütün popülasyonun gruplara bölündüğü ve bu demetlerden rastgele bir örneğin seçildiği örnekleme tekniği
CLUSTER SHELL : English Turkish
geniş ölçüde hasara sebep olan geniş bir alana yayılmış patlamalardan oluşan bombalama
CLUSTERING : English Turkish
adj. bir dizi benzer şeyi gruplandırma
CLUSTERY : English Turkish
adj. demey halinde biraraya toplanmış, topaklı, gruplar halinde oluşturulmuş
CLUTCH : English Turkish
n. kavrama, yakalama, kapmaya çalışma; atılma; pençe, güç, kontrol; ambreyaj, debriyaj; kuluçkaya yatırılan yumurtalar kümesi; kuluçkadan bir defada çıkan civcivler; grup
CLUTCH : English Turkish
v. yakalamak, tutmak; yapışmak; kavramak; kapmak, yakalamaya çalışmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani