Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
DEMENTIAL : English Turkish

adj. (Tıp) bunama (yaşlı insanlarda ortaya çıkan akli işlev bozukluğu) ile ilgili, bunaklığa özgü

DEMENTOPHOBIA : English Turkish

n. delilik korkusu, delirme korkusu, deli olma korkusu

DEMERARA : English Turkish

n. esmer şeker

DEMERARA : English Turkish

n. esmer şeker, Guyana'da hafif esmer şeker; Guyana'da koyu bir rom türü

DEMERARA SUGAR : English Turkish

n. esmer şeker, Guyana'da hafif esmer şeker

DEMERGER : English Turkish

n. dağılma, ayrılma, (Britanya İngilizcesi) iki veya daha fazla şirket arasındaki birleşmenin feshedilmesi; bir şirketin daha büyük bir grup veya şirketten ayrılması

DEMERIT : English Turkish

n. kabahat, kusur, hata; suçlanabilir davranış; uyarı

DEMERIT MARK : English Turkish

uyarı

DEMEROL : English Turkish

n. meperidinin marka adı, acıyı dindirmek için reçete edilen bir uyuşturucu madde

DEMERSAL : English Turkish

adj. sualtında, batmış

DEMESNE : English Turkish

n. mülk, emlâk, malikâne; etki alanı

DEMESNIAL : English Turkish

adj. mülkiyet ile ilgili, mülkiyete özgü, mal sahipliğiyle ilgili

DEMETER : English Turkish

n. tarım Tanrıçası ve evlilik hamiyesi (Yunan Mitolojisi)

DEMI : English Turkish

n. bir kadın adı (Demelza'nın kısa biçimi)

DEMI MONDE : English Turkish

(Fransızca) şüpheli insanlar, kuşkulu kimseler; düşük sınıf kadın, şüpheli kadınlar sınıfından olan kadın, hayat kadını, fahişe, orospu

DEMI MOORE : English Turkish

n. (1962 yılında Demi Guines olarak doğdu) Amerikalı bir film aktrisi

DEMI PENSION : English Turkish

n. yarım pansiyon

DEMI REP : English Turkish

n. lekeli kadın, toplumdaki yerini kaybetmiş kadın, şüpheli kadın, kuşkulu kadın, "düşmüş" kadın; zengin bir âşığı tarafından desteklenen kadın

DEMI SEASON : English Turkish

adj. (Fransızca) yarı mevsimlik, mevsimler arasının veya mevsimler arasıyla ilgili (genellikle giyeceklerle ilgili olarak)

DEMIGOD : English Turkish

n. yarı tanrı, tanrısal kahraman

DEMIJOHN : English Turkish

n. damacana, hasır kaplı büyük şişe

DEMILITARISATION : English Turkish

n. (Britanya İngilizcesi) askersizleşme, askersizleştirme, askerden arınma, askerden arındırma, sivilleşme, sivilleştirme, bir bölgedeki askerî kuvvetlerin oradan çıkarılması (demilitarization olarak da yazılır)

DEMILITARISE : English Turkish

v. (Britanya İngilizcesi) askersizleşmek, askersizleştirmek, askerden arınmak, askerden arındırmak, sivilleşmek, sivilleştirmek, bir bölgedeki askerî kuvvetleri oradan çıkarmak (demilitarize olarak da yazılır)

DEMILITARISED : English Turkish

adj. (Britanya İngilizcesi) askersizleşmiş, askersizleştirilmiş, askerden arınış, askerden arındırılmış, sivilleşmiş, sivilleştirilmiş, asker kontrolünden çıkarılmış, tüm askerî kuvvetleri dışarı çıkarılmış (demilitarized olarak da yazılır)

DEMILITARIZATION : English Turkish

n. askeri yönetimin kaldırılması