English Turkish
DEMOCRATIC REPUBLIC OF TIMOR-LESTE : English Turkish
n. Timor-Leste Demokratik Cumhuriyeti, Doğu Timor, Endonezya Timor adasının doğu kısmında bulunan cumhuriyet, eskiden bir Portekiz sömürgesiyken Mayıs 2002'de bağımsızlığını kazanan bölge
DEMOCRATIC SOCIALIST REPUBLIC OF SRI LANKA : English Turkish
n. Sri Lanka Demokratik Sosyalist Cumhuriyeti, Sri Lanka, Hindistan'da Hint Okyanusu'nda buluna bir ada (eski adı Ceylon'dur {Seylan})
DEMOCRATIC SOCIETY : English Turkish
demokratik toplum, demokrasi kurallarıyla (örneğin tüm yurttaşlara eşit hak ve fırsatlar) yönetilen toplum
DEMOCRATICAL : English Turkish
adj. demokrat, demokratik, demokrasi (halkın kendi kendini yönetmesi) ile ilgili, demokrasiye özgü; demokratik ilkeler (eşit haklar ve ayrıcalıklar vs) ile ilgili
DEMOCRATICALLY : English Turkish
adv. demokratik bir şekilde, demokratik olarak
DEMOCRATISATION : English Turkish
n. demokratikleşme, demokratikleştirme, demokrasiye geçme süreci, demokratik yönetimin kurulması, demokratik değerlerin edinilmesi (democratization olarak da yazılır)
DEMOCRATISE : English Turkish
v. (Britanya İngilizcesi) demokratikleşmek, demokratikleştirmek, demokrasiye dönüşmek, demokrasi halini almak, demokratik değerleri edinmek, demokratik değerleri edindirmek; demokratik reformlar yapmak, demokratik yenilikler getirmek (democratize olarak da yazılır)
DEMOCRATISM : English Turkish
n. demokratik ilkelerin korunması, demokrasinin doğası
DEMOCRATIZATION : English Turkish
n. demokratikleşme
DEMOCRATIZE : English Turkish
v. demokratikleştirmek
DEMOCRITUS : English Turkish
n. Demokritus, antik bir Yunan bilim insanı ve filozofu, atom teorisinin öncüsü (takriben İÖ 400)
DEMODE : English Turkish
adj. demode, modası geçmiş
DEMODED : English Turkish
adj. demode, modası geçmiş
DEMODULATE : English Turkish
v. çözmek, kip çözmek, modüle edilmiş bir mesajı çözmek (Bilgisayar, Telekomünikasyon)
DEMODULATION : English Turkish
n. çözme, kip çözme, modüle edilmiş bir mesajı çözme (Bilgisayar, Telekomünikasyon)
DEMODULATOR : English Turkish
n. demodülatör, çözücü, kip çözücü, dekoder (Bilgisayar, Telekomünikasyon)
DEMOGRAPHER : English Turkish
n. nüfus istatistikleri araştırmacısı
DEMOGRAPHIC : English Turkish
adj. demografik, nüfus istatistiklerine göre
DEMOGRAPHICALLY : English Turkish
adv. demografik (bir nüfusun yapısıyla ilgili) olarak, demografik bir bakış açısından
DEMOGRAPHICS : English Turkish
n. demografi, bir nüfusun özellikleriyle ilgili faktörler, toplumsal istatistikler çalışması, nüfus istatistikleri bilimi
DEMOGRAPHY : English Turkish
n. demografi, nüfus istatistikleri bilimi
DEMOISELLE : English Turkish
n. genç evlenmemiş kadın; kızböceği; telli turna
DEMOLISH : English Turkish
v. yıkmak, tahrip etmek, imha etmek; yiyip bitirmek
DEMOLISHER : English Turkish
n. yıkıcı, imha edici, bozucu
DEMOLITION : English Turkish
n. yıkım, tahrip, imha, tüketme
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani