Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish

English Turkish
DEMILITARIZE : English Turkish

v. askeri yönetimi kaldırmak, askerden arındırmak

DEMILITARIZED : English Turkish

adj. askerden temizlenmiş

DEMILITARIZED AREA : English Turkish

askersizleştirilmiş alan, askerden arındırılmış alan, askerî kuvvetlerden veya silahlardan arındırılmış ve bunların yasaklandığı bölge

DEMILITARIZED ZONE : English Turkish

askersizleştirilmiş bölge, askerden arındırılmış alan, askerî kuvvetlerden veya silahlardan arındırılmış ve bunların yasaklandığı bölge; (Bilgisayar) bir "nötr bölge" olarak işlev gören ve dâhili bir ağı kamuya açık bir ağdan ayıran sunucu (bir şirketin özel verilerine dışarıdan erişimi engellemek amacıyla)

DEMILLE : English Turkish

n. "DeMille", Cecil B. DeMille (
1959), Akademi Ödüllü Amerikalı bir film yönetmeni ve yapımcısı, ilk uzun metraj filmin eş yaratıcısı, 1956 yapımı "The Ten Commandments (On Emir)" filminin yönetmeni; bir soyadı

DEMILUNE : English Turkish

n. yarımay

DEMIMONDAINE : English Turkish

n. lekeli kadın, toplumdaki yerini kaybetmiş kadın, şüpheli kadın, kuşkulu kadın, "düşmüş" kadın

DEMIMONDE : English Turkish

n. şüpheli kadınlar sınıfı, kibar fahişe sınıfı

DEMINERALISATION : English Turkish

n. (Britanya İngilizcesi) demineralizasyon, mineralden arıtma, minerali giderme, mineralsizleşme, mineralsizleştirme (demineralization olarak da yazılır)

DEMINERALISE : English Turkish

v. (Britanya İngilizcesi) mineralden arıtmak, mineralini gidermek, mineralsizleşmek, mineralsizleştirmek (demineralize olarak da yazılır)

DEMINERALIZATION : English Turkish

n. (Amerikan İngilizcesi) demineralizasyon, mineralden arıtma, minerali giderme, mineralsizleşme, mineralsizleştirme (demineralisation olarak da yazılır)

DEMINERALIZE : English Turkish

v. (Amerikan İngilizcesi) mineralden arıtmak, mineralini gidermek, mineralsizleşmek, mineralsizleştirmek (demineralise olarak da yazılır)

DEMIREP : English Turkish

n. lekeli kadın, ne yolda olduğu belli olmayan kadın

DEMISANG : English Turkish

n. (Fransızca) kırma, melez, yarım kan; karışık, karma, hibrit

DEMISANGUE : English Turkish

n. (Fransızca) kırma, melez, yarım kan; karışık, karma, hibrit

DEMISE : English Turkish

v. vasiyetle devretmek; bırakmak; feragat etmek

DEMISE : English Turkish

n. devretme, feragat; ölüm, vefat

DEMISE OF THE FEUDAL SYSTEM : English Turkish

feodal sistemin (ortaçağ Avrupa'sında bir siyasi ve sosyal sistem) terk edilmesi, derebeylik sisteminin bırakılması

DEMISEMIQUAVER : English Turkish

n. otuz ikilik ton, otuz saniye tutulan nota (Müzik)

DEMISSION : English Turkish

n. tahttan çekilme, istifa

DEMIST : English Turkish

v. buğuyu temizlemek, arabanın ön veya arka camından buğuyu ya da buzlanmayı temizlemek, sisten arındırmak

DEMISTER : English Turkish

n. buğu çözücü, buğu gideren alet

DEMIT : English Turkish

v. istifa etmek

DEMITASSE : English Turkish

n. küçük kahve fincanı, kahve içmek için kullanılan ufak fincan

DEMITONE : English Turkish

n. yarım ses aralığı, yarım durak, yarım ton (Müzik)